Bu ışık sönmesin

A -
A +

Fuat Ercan sezon başı Milliyet Gazetesi'nde, "Süper Lig'de şampiyonluğu hangi takım kazanır, niçin?" konulu bir anket düzenledi... Bab-ı Ali'den ankete katılan spor otoriteleri arasında, projektörleri Kocaelispor üstüne tutan tek yazardık. Dedik ki, "Favorim, G.Saray!... Sürprizim de Kocaelispor!... F.Bahçe, Avrupa ile Türkiye'yi birarada götürecek kapasitede değil... Trabzonspor'da ise idari bir kriz var, yarışı zorlayamaz... Beşiktaş'tan ümitli değilim, hocasına güvenim yok..."  Sevgili Fuat bu cevabı duyar duymaz, bir dost olarak bizi kendince uyarmak istedi... "Başkan!.." dedi, "İstersen sürpriz şampiyon adayını yeniden gözden geçir!" "Hayır!" dedim Fuat'a... "Kesinlikle hayır!... Körfez ekibinin, dört büyüklerden eksiği yok... İdari yapılanmasını tamamlamış... Teknik kadrosu; hocası ve futbolcusuyla bu yarışa katılacak gücte... Şehir de daha tecrübeli... Yeter ki, bu hedefe benim kadar inansınlar!" Fuat, dostluk gösterisine devam etti... "Kimseye söylemem... İstersen adayını değiştir!" Biz, adayımızı değiştirmedik... Ama, sevgili Fuat, Kocaelispor'u sezonun şampiyon adayı gösteren gerekçelerimizi budayarak, sütunlarına aktardı...  Lig başladığında, Kocaelispor'a olan inancımızın boş olmadığı ortaya çıktı. Körfez ekibi tam 12 hafta yarışı ilk 4 arasında, sürdürdü. Sonra çözülmeler başladı... Bu kopmanın ana sebebini sayın Deniz Gökçe, "Ekonomik krize" ve "Timko'nun takımdan ayrılışına" bağlıyor... Oysa, Timko, Körfez'i 19. haftadan sonra terk etmişti... Çözülme ise çok daha önce başlamıştı... Bunun nedenlerini Kocaelispor Teknik Direktörü Hikmet Karaman'a sorduk... "Siz tesbitinizde haklıydınız" diye söze girdi Hikmet hoca... "Kocaelispor, kupadakine benzer başarıyı Süper Lig'de de gösterecek kapasiteye sahip bir takım... Ancak, biz iyi bir ekip kuramadık... Birkaç holiganın baskıları şehirde önemsendi. İşler kötü gittiği zaman, tek başımıza kaldık... İstifalar, ödünler istendi... Kendi futbolcusuna küfreden bir toplulukla uzun soluklu maratonları kazanmak mümkün olmuyor..." Sonra bu görüşünü bir örnekle destekledi... "Kalecimiz Ahmet, Kocaelispor'a kupayı kazandıran kişilerden biri... Bu çocuk henüz 21 yaşında... Çok tecrübesiz... Ama mükemmel bir kaleci... Sezona onunla başladım... 3-3 biten F.Bahçe maçında hatalı goller yedi... Ahmet'in kaleciliğine inandığım için G.Birliği maçına da onunla çıktık... İki gol de bu maçta yiyince, neredeyse şehir üstüne gitti... Baskılar karşısında daha fazla yıpranmaması için onu ligde 15 hafta dinlendirmek zorunda kaldım. Bu ve benzer olaylar bizim takım olma gücümüzü kıran unsurlardı..."  Şimdi, Kocaelisporlular, ikinci kez Türkiye Kupası'nı kazanmanın keyfini yaşıyorlar... Ama, Hikmet hoca, bir başka hedefe ışık tutuyor. Diyor ki, "Biz, Süper Ligi kaçırdık ama bu kupayla birlikte Avrupa hedefimizi yakalayarak, diğer takımlar için bir ışık yaktık... Bir düşünceyi değiştirdik, düzenin adamı olmadık, olmayız da... Kocaelispor'un bu önderliğine devam etmesi, Avrupa'da klasına yakışır bir hedefe oynaması için top şimdi yönetimde... Kulüpte ekonomik rahatlığı sağlasınlar... Şehirde ekip havasını tesis etsinler... Gerisine bu takıma bıraksınlar... Bu takım emin adımlarla geleceğe yürür... Bu yürüyüşün içinde Hikmet Karaman olmuş, olmamış o kadar da önemli değil...  Oysa, herkes biliyor ki, ya "Balık baştan kokar!" ya "At binicisine göre kişner!" Kocaelispor'a ve Kocaelisporlular'a düşen, bu ekibi daha da güçlendirerek, kupa renkliliğini hem Avrupa'ya hem de gelecek sezon Türkiye Süper Ligi'ne taşımaları... Aksi takdirde, bu kupanın heyecanı da 1997'deki kupa gibi tükenir gider... Öyle değil mi, sayın başkan Sefa Sirmen?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.