samdan
camii
hayirli-ramazanlar

'Cüceler Ligi'nin devi

A -
A +

Hepsi yalan bu sahi; Kayserispor önünde Ümit Özat, Alex, Tuncay, Nobre (2) ve Aurelio ile gol şovu yapan F.Bahçe, bu haliyle bile Avrupa beyi olmanın fersah fersah uzağında ama 'Cüceler Ligi'nin de devi olmaya devam etmekte. Şimdi bu duruma bakıp, Türk futbolu için üzülelim mi, yoksa gerçeklere sırtımızı dönüp, kurduğumuz tatlı hayallerle mutluluk senaryoları yazmaya devam mı edelim? Sizi bilmem ama "Deve kuşu gibi kafasını kuma gömmek" beni hiç ama hiç mutlu etmiyor. Yalana bakın... "UEFA Kupası'ndaki ilk maçında R.Zaragoza'dan beklenmedik bir yenilgi alan F.Bahçe, Kayserispor karşısında İspanya'da oynatacağı taktiği deneyecekmiş." Maç öncesi herkesin seslendirdiği ortak görüş bu. Sahaya çıkan F.Bahçe onbirine bakıyorum, Selçuk ile Luciano kulübeye çekilmiş. Yani, R.Zaragoza şokunun faturasını Daum bu iki futbolcuya kesmiş. F.Bahçe'nin beyni Aurelio ile Deniz'e takımda yer açmış. Tabii değişiklik bu kadarla da sınırlı değil. Bugüne kadar hem Süper Lig, hem de kupadaki tüm maçlarını 4-4-2 düzeninde oynayan F.Bahçe, Kayserispor karşısında 3-5-2'ye dönmüş. Yani, savunmanın solundaki "joker" oyuncu Ümit Özat, orta alana Selçuk'un yerine çekilmiş. Bana göre doğru ve cesur bir tercih... Ama; madem bu R.Zaragoza maçının rövanştaki provası, o zaman bu tertip ve tercihte ısrar edilmeli. İşte ben o zaman, Kadıköy'deki bu cesur kararını, İspanya'ya taşıyacak olan Daum'u ayakta alkışlayayım. Ama hayır!.. İşte buraya yazıyorum, siz de şahit olun... Bu Daum'un Ümit Özat'ı İspanya'da da orta alanda hücuma dönük oynatma cesaretini gösterebileceğine hiç inanmıyorum. Umar ve dilerim ki; Alman teknik adam beni yanıltır da, F.Bahçe İspanya'dan turla döner. Başlıkta da belirttiğim gibi bu maç, "Kedi ile farenin oyunu" gibi bir şey. Neden derseniz; Kayserispor devre arasında yenilenen kadrosuna rağmen maddi olarak ancak Anelka'nın yarısı kadar. Ayrıca iki takım arasındaki güç farkını da puan cetveli zaten ortaya koyuyor. Bir de; Kayserispor'un orta sahadaki en iyi adamı Johnson, eski F.Bahçeli Johnson, siz şu işe bakın ki, bu maçta sakat. Diyeceksiniz ki sakat olmasa ne yazar, belki bu kadar fark olmaz. Her neyse, mesele bu da değil. Antrenman havasındaki maçın en güzel yanı, jeneriklik görüntülere sahip olması. Mesela; ilk yarıdaki nefes kesen bir pozisyonda Anelka'nın bir şutu arka direğe çarpıp döndü. Kayserispor savunması o topu uzaklaştırmaya çalıştığı anda bu kez Alex aynı şıklıkta tamamladı. Ama top, bilardo gibi direklere bant yapıp dönmez mi? Gol olmayan bu pozisyonu herkes ayakta alkışladı. Tabii, bir de Nobre'nin ilk ve maçın dördüncü golündeki, Brezilyalı futbolcunun yükselerek yaptığı kafa vuruşu şahaneydi. Özetlersek, Kayserispor'a gol atmak kolay. Zor ve daha çok keyif verecek olan R.Zaragoza önündeki F.Bahçe. Haydi beyler, bu futbolu İspanya'da oynayın ve bu golleri R.Zaragoza'ya atın da, sizi Atatürk Havaalanı'nda karşılayayım. Öpüldünüz beyler...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.