samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Daum oyunu

A -
A +

Bana göre, Daum'un çıkışı bir senaryoydu. Siz buna, başkan Aziz Yıldırım'ın izniyle yapılan bir tür revizyon da diyebilirsiniz. Bu görüşümü de, 27 Temmuz'daki "Herkes F.Bahçeli olmalı" başlıklı makalemde açıkça yazdım: "Daum doğru bir zamanlama ile F.Bahçe'nin her hücresinde dahice dinamitler patlatıyor. Başkana diyor ki; mesajını direkt ver, aracı kullanma. Yöneticilere diyor ki; işime karışmayın!" Mesaj bu kadar açıktı. Ama, bizim sadece buzdağının görünen yüzüyle ilgilenen spor medyası bu suni krizin bana göre malum olan finalini merak edip durdu. Oysa bunun yerine "ortada fol yok, yumurta yok"ken Daum'un bu çıkışı niye yaptığını ve infialinde ne kadar haklı veya haksız olduğunu tartışmaya açsalar, hem doğruyu öğrenecek hem de F.Bahçe'nin yarasına merhem olacaklardı. Ama nerede o araştırmacı gazetecilik? Final mi? Üç gün önce yazdığımız gibi bitti. Alman teknik adam bu suni krizden bir özür ile elini güçlendirerek çıktı. Bu da Daum'un zekasını anlatmaya yetmez mi? Bunlar F.Bahçe yöneticisi Vah ki vah!.. F.Bahçe yöneticilerinin haline bakın. Üslûptan bihaber, sevgi, saygı ve hoşgörüden uzak. Dokunmayın baylara; her biri patlamaya hazır bomba gibi. Başkanı, muhabirleri çalıp çalıp azarlıyor. Asbaşkanı ustaları. Hadi, Aziz başkanın sağlığı bozuk, kalbi tutuyor, sinirleri zayıfladı, diye onun halini hoşgörelim. Ama? Genç ve dinamik Murat Özaydınlı'ya ne oluyor? Bu tahammülsüzlük, bu hoşgörüsüzlük ne böyle Murat bey? Sizin, NTV ekranlarında tartıştığınız insan; Kemal Belgin ustamız F.Bahçe'ye paraşütle gelen sıradan biri değil! Meşhur Suat beyin oğlu, o... Yani dünyaya gözünü açtığında kendini F.Bahçe'de bulan ve ömrünü bu kulübe adayan biri. Haa, hafızası da fil gibi kuvvetlidir. Sen "Bir kare göster istifa edeyim" dersin o, Malatya örneğinde olduğu gibi unuttuğun kareleri de önüne koyar. Ama senin gibi heyecanlı yöneticilerin kaybedilmesini istemez, zamanla tecrübe kazanıp, olgunlaşmasını bekler. Ne de olsa gerçek bir F.Bahçelidir. Bu kulüpte Divan Başkan Yardımcılığı'na kadar yükselmiştir. Böyle bir büyüğüne karşı takındığın o tavrı aklı selim hiç kimse içine sindiremedi. Bilmem sen, onca sözlerden sonra Daum'u içine sindirebildin mi? Sindirdinse mesele yok. Söyle, Allah aşkına... Susturmayı ve sindirmeyi amaçlayan o baskıcı hal F.Bahçe yöneticisine hiç yakışıyor mu? Ahh!.. Neredesiniz ustalar? Necmi Tanyolaçlar, Kahraman Babçumlar, Erdoğan Arıpınarlar, Cafer Zorlular, Ergün Hiçyılmazlar ve Necati Bilgiçler! Sizin bildiğiniz F.Bahçe'deki yönetici profilinde bu fotoğraflar mı var? Sahi, Faruk Ilgaz ve Güven Sazak başkanlarım söyleyin; öfkenizin aklınızın önüne geçtiği oldu mu? Koca F.Bahçe'yi kimler yönetiyor görün!.. Beşeri münasebetten bihaber, münazara sanatının inceliklerini bilmeyen ve sıkıştığı yerde işi kavgaya, tehdide döken insanlar. Vah ki vah!.. Çakar, üslûp ve Çelik Ahmet Çakar "dost" diyebileceğim nadir insanlardan biri. Onun hakemliğine hep inandım ve güvendim. Dostluğuna da. En zor zamanlarında en yakın destekçisi oldum. Ama? Medyatik olma sevdasını hiç tasvip etmedim!.. Çünkü, işin o tarafı başka biri yapıyor Çakar'ı. O, sporun özüne aykırı durumda sempatik insan bir anda antipatik oluyor, üzülüyorum. Üslûp önemli.. Maalesef, Çakar alıyor baltayı eline, dalıyor ormana, doğruyor da doğruyor. Tıpkı, "Sabahın dördünde otel odasında neler konuştunuz, anlat!.. Anlatamazsın!" tarzındaki havada kalan ithamlarla Çelik'i töhmet altında bıraktığı gibi. Bu tavır kötü adam yapıyor, Ahmet Çakar'ı. Açık açık sor; "Sayın Çelik, Hilmi Ok, Bülent Yavuz ve adı bizde saklı 'O' rumuzlu faal hakem ile ne konuştunuz? MHK Başkanı artık para alamıyor? Emekli öğretmen maaşıyla nasıl geçineceksiniz?" Ondan da vaz geçtim Çakar, hiç değilse şunu sor: "Siz, Federasyon Başkanı Levent Bıçakçı'nın adayı değildiniz, şimdi Ulusoy'un desteklediği bir MHK Başkanısınız. Bıçakçı'yla güven içinde nasıl çalışacaksınız?" Bildiklerini açık açık yaz da ayakta alkışlayalım seni dostum. MIHLAMA Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri oluşuyorsa, orada güneş batıyor demektir. (Çin Atasözü)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.