Yine deprem!.. Yine büyük acı ve yine korkunç yıkım!.. 17 Ağustos, kıyametin provası gibiydi... Saniyelerin uzunluğunu öğrendik o gece, 'arz'ın korkunç uğultusu içinde... Sanki gökle yer birleşiyor gibiydi... Ardından 12 Kasım kâbusu!... Bu iki büyük felaketten dersler çıkaramadık... Bu kez, Bingöl'deki acı bilançoyla karşılaştık. Şiddeti 6.4 ve süresi 17 saniye olan bu deprem, Japonya'da olunca, kimsenin burnu kanamıyor. Ama Türkiye'de toplu ölümlere sebep oluyor! Neden dersiniz? Nedeni basit... İhmâl, kusur, denetimsizlik, ucuz yoldan para kazanma hastalığı ve felaketlerden ders almayan unutkanlığımız! İşte 229'u yatılı 532 öğrencinin öğrenim gördüğü Çeltiksuyu Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda yaşananlar!.. 198 öğrencinin çığlıkları yürekler parçalıyor! Bakalım, bu tüyler ürperten örnek, bu tür binaların denetimi yapanların kulaklarına küpe olacak mı? Dileriz olur da bir daha depremler felakete dönüşmez! Son depremin acısı, bize futboldaki Çek Cumhuriyeti hezimetinin yol açtığı tahribatı da unutturdu! Ne Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş'in durumu, ne Futbol Federasyonu'nun tavrı, ne de ay-yıldızlı formayı ilk defa giyenlerin formu, umurum değil bugün!.. Aynı şekilde Süper Lig'deki büyülü şampiyonluk yarışı. Mesela, G.Birliği-Adana, Beşiktaş-Altay ve Trabzon-G.Saray arasındaki kritik maçlar, kafamı bugün hiç meşgul etmiyor. Profesyonel Dünya Şampiyonluğu yolunda adım adım ilerleyen ağır sıklet boksörümüz Sinan Şâmil Sam'ın son zaferinin keyfini bile çıkaramıyorum. Uğruna büyük çileler çekip, büyük mücadeleler verdiğimiz şu dünya aslında o kadar vefasız ki; bir anda, bir kaç saniye içinde her şey kül oluveriyor! Tıpkı, bir hazinedarın eline sıkıştırdığı 999 altının ille de 1000 olması için sahaba kadar çırpınan ve uyanıp, kendine geldiğinde elinde bir tanesinin bile olmadığını gören ve büyük bir pişmanlık içinde gözlerini tekrar kapayıp, "999'a da razıyım" diyen Nasreddin Hoca'nın rüyası gibi... Bir rüyadan ibaret bu dünya! Ama yine de uyanık olmak lâzım şu dünyada! En azından... Kendimize, çevremize, toplulumumuza, ülkemize ve bütün insanlığa daha sağlıklı, daha kaliteli, daha başarılı ve daha huzurlu bir hayat sağlamak için uyanık olmaz lâzım!