Mutluluk dört bir yandan yayılıyor. Baskette, Avrupa Şampiyonası finallerine katılmayı garantileyen Dev Adamlar, Mehmet Okur ve İbrahim Kutluay'sız da kazanmayı biliyor. Güzel bir gelişme!.. Halter Avrupa Gençler Şampiyonası'nda Bediha Tunadağ 1 altın, 1 gümüş ve 1 bronzla yüzümüzü güldürüyor. İstikrarlı bir yükseliş. Yunanistan'daki Engelliler Olimpiyatı'nda ilk defa bir Türk altın madalya kazanarak azmin zaferini sergiliyor. Sporcumuz Korhan Yamaç'ın 25 m. spor tabanca atışlarındaki performansı azim, irade ve inancın müthiş bir güzelliği. Gördüğünüz gibi Türkiye her sahada dev adımlar atıyor. Kabuğunu kıran ülke her sahada koşar adım ilerliyor. Bu koşunun duracağı yok. Yeter ki, birbirimizi çelmelemeyelim. El freni misiniz Aziz bey? Yıllar sonra ilk defa F.Bahçe 5. viteste gidiyor. Takım, Süper Lig'de lider. Takım, Şampiyonlar Ligi D Grubu'nda lider. Tribünler dolu, iktidar - muhalefetle tarihinde ilk defa kucaklaşmış! Tesisler gıpta edilir halde... Dereağzı dört dörtlük. Samandıra parmak ısırtıyor. F.Bahçe Şükrü Saracoğlu Stadı 55 bin kişilik, akustik bir arena. Sözün özü, F.Bahçe 7 yıl sonra ilk defa ışıl ışıl. Yılların "yorgun savaşçı"sı başkan Aziz Yıldırım'a bir tek iş kalıyor. O da, başkanlık koltuğunda ayak ayak üstüne atıp, bir başkanın ağırlığı içinde güzelliklerin keyfini çıkarmak. Ama hayır, o bir başkanın üstüne vazife olmayan işlere karışıyor. Mesela son Malatya maçındaki olayda, Lig Tv kameramanı Yılmaz Dirim'le söz düellosuna giriyor!.. Ahh, Aziz bey ah!.. El freni misiniz? Küfür var yok onu bilmem ama ne işin var senin orada başkan? Sana mı kaldı, 500 kişinin görev yaptığı yerde, medya ile ilişkileri düzenlemek? Yok mu, bir danışmanın? Ahh Aziz bey ah!.. Durup durupken problemi satın alıyorsun. Adını, kavgacıya çıkarıyorsun. Hem kendine hem de F.Bahçe'ye yazık ediyor, haklı davanda haksız duruma düşüyorsun Aziz bey! Aileyi Kurtarma Yasası Türkiye'nin AB çabaları gerçekten ''Zina Yasası'' engeline mi takılıyor, hayır? Bütün dünya ''sağlıklı aile'' için seferber olurken, AB topluluğu, Türkiye'nin ''Zina yapılmasın'' çağrısını gerçekten insan haklarına aykırı mı buluyor, sanmam! ''Zina yapmayın!'' demenin kime ne kötülüğü olabilir ki? O halde bu gürültü niye? İki sebep var. Biri, ''zina'' sözcüğündeki iticilik, diğeri ''Zina Yasa Tasarısı''nın içeriğini bilmemek. Asıl kötü olan da bu. Kötülük, ''Zina Yasası''nı bilmedikleri halde bu denli abartanların içinde! Oysa, sağlıklı aile sağlıklı toplum demektir. Bu hususta Hükümete bir teklifim var. Gelin, tasarıdan ''Zina'' sözcüğünü kaldırın, yerine ''AİLE'' ifadesini koyun ve tasarıya ''AİLEYİ KURTARMA YASASI!'' deyin, göreceksiniz tartışma kafadan bitecektir. ''Aileyi kurtarmak' istemenin" kime ne kötülüğü olabilir? Sağlıklı aile; sağlıklı toplum, sağlıklı toplum; her sahada başarı ve huzur demektir. Var mı aksini söyleyebilecek olan? İnsafsız olma Çobanoğlu!.. Milli Takım Menajeri Can Çobanoğlu, Kazım Kanat aleyhine 50 milyar liralık tazminat davası açmış. Duyunca çok üzüldüm!.. Bu meslekte 50 milyarı bir arada görmek zor. Ömür boyu çalışsan ödeyemezsin. Araya Mustafa Denizli ve Şenol Güneş gibi ünlü isimler girdiği halde Can davasından vaz geçmemiş. Araya medyadan kıramayacağı başka dostları girmiş. Can bakmış ki ricaların arkası kesilecek gibi değil, demiş ki; "Beyefendi, benim için yazdıklarının yani 'YALAKA' sözcüğünün altına 'BUNLARIN HEPSİ KAZIM KANAT'tır' diye yazıp, imzasını atsın ben de davadan vaz geçeyim." Bu kadar insafsız olma be Can, vaz geç gitsin! Serbest Vuruş'luk Mtv'de Altan Tanrıkulu'nun yönettiği "Serbest Vuruş"u izliyorum. Farkı fark edeyim diye. Analizler, istatistikler, özel dosyalar ve röportajlar bulayım diye. Yükselişinden büyük keyif aldığım Altan'ın araştırmacı gazeteci kalitesini göreyim diye. Ama ne gezer? O da işin kolayını bulmuş. "Hıncal'ın Yeri" dışında "Serbest Vuruş"un emsallerinden farkı, farksızlığı!..
