Sandıktan çıkan 2 bin 491 oy... İhtişam desem ihtişam değil... Zafer desem zafer değil... Beşiktaş için Yıldırım Demirören yeni bir heyecan değil... Ama istikrar, tecrübe, üç yıllık başarısızlıklarla dolu geçmişten alınması gereken dersler adına büyük bir kazanç Beşiktaş'ın Yıldırım Demirören ile üç yıl daha yönetilecek olması... Neden, çünkü başka seçenek yok! Yazık!.. Koca camia bu kadar mı duyarsız olur? Taşın altına elini koyacak Demirören dışında bir Beşiktaşlı daha çıkamaz mıydı? Maalesef çıkmadı, çıkamadı... Böyle bir ortamda kimi, neyi seçecek Beşiktaş kongre üyesi? Protesto ettiler, bu çaresizliği... 11 bin 300 seçmenin büyük çoğunluğu gelmedi seçime... Bu noktada tebrikler başkana... Beşiktaş'ı kendi dışında kurtaracak birinin olmadığına bu insanları inandırıp, sandık başına bile gelmeye lüzum hissettirmeyen güveni verdiği için. Tebrikler, Beşiktaş'ı ve Beşiktaşlılığı kimseye bırakmayan İhsan Kalkavan, Hasan Arat ve Fikret Orman gibi her devrin potansiyel adaylarını köşelerinde oturmaya mahkum ettiği için... Tebrikler, sonunda Ertuğrul Kumcuoğlu, Levent Erdoğan, İlhan Durusoy, Kenan Öner, Nedim Şaşmaz, Ertunç Soğanlıoğlu, Behçet Ümitlen, Halim Aydın, Numan Ceyhan ve Hüseyin Yücel gibi tecrübeleri Hakan Aksoy, Gülnaz Arsel, Mario Berk, Murat Çelik, Bülent Deriş, Emir Tamer, Şeref Yalçın ve Celalettin Kolat gibi genç ve dinamik bir takımla ortak sinerjide buluşturduğu için. Artık söz sahadakilerde... V.Manisa gibi güçlü ve diri bir takıma karşı 3 gollü bir galibiyet alarak, lider F.Bahçe ile puan farkını 6'ya düşüren Beşiktaş'ta... Yeni dönem Beşiktaş ve Türk futbolu için hayırlı olsun. >>> Erciyes'e kar düştü Kayseri'de, nazlı yüce bir dağın eteklerindeyim... Adı Erciyes... Volkanik bir dağ... Üstelik hâlâ bakir... Hâlâ sanayi toplumuyla kucaklaşmamış... Hâlâ sade... Koca tekir yaylası, harika bir kayak pisti olmuş... Her taraf bembeyaz, uzun süren suni bahardan sonra yağan kar ile... Özlemişiz kışı... Özlemişiz beyazlığı... Şehre iniyorsunuz, Kıranardı, Hisarcık, Esenyurt... Sonra kısa bir tur... Talas, Reşadiye, Zincidere, Ardıç, Kepez, Maraşak, Kepez, Sakaltutan ve çocukluğumun hatıralarıyla dolu Gülveren... Her yerde çocuklar sokaklarda... Anneler, babalar da... Kartopu oynuyorlar... Neşe içinde... Düşenler, kalkanlar... Kardan adam yapanlar... Ne kadar güzel bir coşku... Ne büyük bir saadet!.. Her taraf bembeyaz... Şike, şaibe, teşvik ve tribün şiddeti kimin umuru burada? Varsa yoksa tabiatla kucaklaşma... Futboldaki olumsuzluklardan rahatsız olan ve "beyaz sayfa" açma özlemiyle dolu olanlara ilham kaynağı olabilecek bir güzellik, bu beyaz örtü... Çocuklar öyle masum ki... Dünya onlar için sadece bu oyundan ibaret... Kar topu, kardan adam... Ne büyük bir mutluluk!.. Para yok... İddia yok... Gösteriş yok... Medya yok... Şan, şöhret de yok... Ama inanılmaz bir mutluluk var, bu köylerde... Puanlaması da yok, kupası da, şampiyonu da yok kartopunun... Ama büyük bir sadelik, müthiş bir coşku, ve heyecan hakim oyunda... Kuralındaki zarafetin ölçüsü, büyüklerce tembihlenen şu üç kelime ile veriliyor: "Kırmadan, dökmeden, incitmeden oynayın." Kaşları, gözleri kömürden, burnu havuçtan, kulakları çaputtan kardan adam... Belki ki duymuyor, işitmiyor, görmüyor, konuşmuyor, hatta bilmiyor... Ama o kardan adam öyle canlı, öyle ihtişamlı duruyor ki... Kendini ortaya çıkaran çocuklara öyle büyük bir mutluluk yüklüyor ki, tarifi mümkün değil... Ben o hazzı, o coşkuyu, o güzelliği, o mutluluğu bugüne dek hiçbir sahada, hiçbir maçta inanın görmedim. Ey benim kar beyazına bürünmüş dünyam, sendeki güzelliği görebilen gözlere ne mutlu! >>> Dev uyandı mı? V.Manisaspor'a atılan üç gol sonrası Tigana mutlu, Beşiktaşlı mutlu... Ve en önemlisi Nobre mutlu... Ancak üç gol atan Nobre'nin bu performasını gören herkesi aklındaki soru şu: "Bu bir saman alevi mi?" Yoksa V.Manisaspor'un kos helva görüntüsü veren takım savunmasının eseri mi, Nobre'nin o müthiş çıkışı? Yoksa gerçekten bir devin uyanışı mı, yaşadıklarımız? Bekleyip, göreceğiz.