Elde var hüzün

Ah!.. uçup gitti 2016 Avrupa Şampiyonası umutları. İçim yanıyor, kahroluyorum arkadaş, kendi ayağına kurşun sıkan bir başka millet var mı acaba yer yüzünde?

Kritik maç öncesi çıkarılan yersiz kaos.

Ne güzel başlamışsın maça, Caner'in harika ortasında kafadan golü bulmuş, 'Umut'lanmış ve "Bu takımda hayat var" diye ümitlendirmişin insanları. 

Ne olur, hata yapma biraz diren. 

Bu kadar teknik kapasitesi yüksek, bu kadar iyi top çeviren bir takım hata yapmazsa yenilmez.

Fakat hayır, hatasız olmaz bizim işimiz, 

Maalesef, hastalık hep aynı, duran toptan gol yiyoruz. 

Bir sevincin arkasını getiremiyoruz, hiç geçmez mi bu hastalık arkadaş? Rakip korner kazanıyor, Krejci ortalıyor, Sivok, Beşiktaş'taki idman rahatlığında gol atıyor. Pes doğrusu... 

"Bu nasıl savunma anlayışı, nerede kademe ve eşleşme?" diyeceğim ama yutkunuyorum. 

Çünkü Mehmet Topal mecburiyetten stoper olmuş, emanet kostüm içindeki damat gibi duruyor sahada.

Pardon golde Tolga Zengin'in hatası yok mu, çok. Söyleyin, o pozisyonda bir kaleci çizgide top bekler mi, olmadı Tolga. 

Geçelim... Arda'nn Vacha tarafından düşürülmesi bal gibi penaltıydı. İsveçli hakem Janos Eriksson resmen üstüne yattı, vermedi penaltıyı yazık.

Yapacak bir şey yok, kader ağlarını örmüş bir kere. Fatih Terim istediği kadar çırpınsın, sonuç da kafalar da değişmiyor, hüzün üstüne hüzün.

KIRILMA ANI
Türkiye lehine verilmeyen penaltı.