Endüstriyel canavar

A -
A +

Madde 1... Artık spor yazarlığı keyif vermiyor. Madde 2... Stadı arena, futbolu da gladyatörlerin savaşı gibi görmek insanda nefret duygusu uyandırıyor. Basın tribününün "Amigolar tribününe" dönmesinden ve pozisyonların da tutulan renklere göre yorumlanmasından utanıyor, sıkılıyor ve hayıflanıyor sağduyulu insan. Endüstriyel futbol ortaya bir canavar çıkarıyor. "Kazanma" şartlanmışlığı sahalarımızdaki güzellikleri alıp götürüyor. Tehlike kapıda. Yazık.. Futbol bu değil!  Lig - Avrupa, sakatlıklar - cezalar derken koca G.Saray sahaya 18 kişiyle çıkacak takımı yapamıyor. 16 kişilik kadroda ise rezevr güç Niculescu ve Sabri. Sahaya Liverpool provasına çıkan G.Saray'da can simidi Suat. Bit pazarına nur yağar mı? Haftalardır forma yüzü göremeyen Suat'tan medet umuluyor. Çaresizlik diz boyu. Defansa cezalı Emre'nin yerine Vedat'ı yerleştirmiş Lucescu. Biz Cimbom'un kan kaybını hesaplarken maç başlıyor. O da ne? G.Birliği sahaya futbol oynamaya değil, oynatmamaya çıkmış. Dişe-diş, göze-göz!.. Başkent ekibi, topun olduğu bölgeye öyle pres koyuyor ki, rüzgârından bir G.Saraylı futbolcu ya eksiliyor, ya da düşüp kalıyor. Nitekim Bülent Akın böyle bir baskı sonucu kendi kendini sakatlıyor. Ardından Perez, İsmail Güldüren'le çarpışıp düşüyor. Bana göre İsmail'in kastı olmadığı gibi, gösterilen sarı kart da gereksiz. Ama bizim tribünde G.Saraylı meslekdaşlar "Kırmızı kart nerede?" diye haykırıyor. Lucescu da öyle düşünmüş olacak ki, hışımla sahadan çekilirken 4. hakem Kâzım Erçakır iknâ edip geri çekiyor. Yakışır mı be hoca. Senin karizmandaki bir teknik adama şartlar ne olursa olsun böyle hissi davranmak yakışır mı? Geçelim bir başka pozisyona. Capone, Cafer'i cezasahasında indiriyor. Hareket açık penaltı ama bizim tribün yine ikiye bölünüyor. Bir başka pozisyonda Ömer, Berkant'a öyle bir giriyor ki, tuttursa ayağını alıp sırtına verecek. Hareket açık bir kırmızı kart. Ama bu defa G.Saraylı olmayanlar karta bile gerek yok diyor. Uzatmayalım bizim medyada objektiflik kavramı taraftarlık duygusuna mağlup oluyor. Mesleki prensipler de unutuluyor. Yazık.. Aslında bu futbola vurulan en büyük darbe. Gelin bize yakışan Fair Play duygusu içerisinde, bizim gerçek futbolumuzu gerçek yazarlarla yorumlayalım. G.Saray, eksik ve gergin olmasına rağmen zor şartlar altında haklı bir galibiyet aldı. Bu galibiyetin başmimarları bana göre Mondragon, Arif, Ümit Karan ve Serkan'dı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.