Sadece Afrika'nın değil bütün İslam ülkelerinin gururu olan Fas'ın başarı hikayesi nasıl? İşte detaylar:
Penaltıları kaleci mi kurtardı yoksa yıldızlar mı kullanamadı? Bu sorunun cevabı aslında netti... Fas’ın kalesinde en başından beri "Kalemi gole kapattım" diyen ve İspanya futbolunu en az İspanyollar kadar iyi tanıyan Sevilla panteri Yassine Bounou vardı. Alabildiğine soğukkanlı, özgüveni oldukça yüksek ve takım arkadaşlarına güven aşılayan büyük bir tecrübe.
Dünya Kupası’nda 5 maçtır kaybetmeyen Fas'ın kalecisi Yassine grupta Hırvatistan ve Belçika, sonrasında İspanya ve Ronaldolu Portekiz önünde yaptığı inanılmaz kurtarışlarla takımını çeyrek finale taşıdı.
Peki Bogaların kalesinde kim vardı? Athletic Bilbao’lu Unai Simon fakat o kadar kötüydü ki...
Buna karşılık Yassine 120 dakikalık mücadelenin ardından seri penaltı atışlarında da dağ gibi havalı duruyordu kalesinde... İspanyol yıldızların gözüne "Sizi yeneceğim" dercesine sert ve manalı bakıp, yüreklerine kaygı salarak.
Gerçekten de Barcelona’lı Sergio Busquets, Paris Saint-Germain’li Carlos Soler ve Pablo Sarabia'nın eli ayağına dolaştı, penaltıları çok kötü kullandılar.
İspanyollar bir önceki Dünya Kupası’nda Rusya ve 2002’de Güney Kore karşısında da böyle veda etmişti, kupaya.
Fas adım adım ve hazmede hazmede kat etti yolları... Tecrübesiz değildi Dünya Kupasına 6’ıncı katılışlarıydı, bu... Hatta Meksika-1986'da İngiltere, Polonya ve Portekiz’in olduğu gruptan lider çıkmış son 16 turunda Batı Almanya'ya Lothar Matthaus’un son dakikadaki frikik golüyle elenmişti. Bu defa kararlıydılar, Katar'da tarih yazmak istiyorlardı ona göre hazırlanmışlardı.
O da ne? Fas'a disiplinli, teknik, taktik ve kazanan takım hüviyetine kavuşturan teknik direktör Vahid Halilhodzic'e karşı oyuncular kazan kaldırdı, "Anlaşamıyoruz, iletişim sorunu yaşıyoruz" diye. Tam da finallere üç ay kala...
Aslında Toulouse, Ajaccio, Racing Santander, Grenouble takımlarında oynamış olan eski sağbek Walid Regragui ile çoktan söz kesilmişti... O sıralar Katar’ın Al-Duhail takımının başında olan Regragui hem futbolcularla kolay iletişim kuracak kadar genç hem teknik direktör olarak kendini FUS Rabat ve Wydad Casablanca takımlarında ispat etmiş hem de Dünya Kupası'nın yapılacağı Katar'ı, iklim şartlarını ve iyi tanıyor olması sebebiyle milli takımın başına getirilmişti.
..Ve, Walid Regragui organizasyon, iletişim, oyuncu planlaması, rakip analizi, taktik beceri ve yönetim başarısıyla mükemmel bir performans sergiledi, Fas'ı Dünya Kupası’nda yenilgisiz olarak çeyrek finale taşıyarak.
Katar'daki büyük organizasyon öncesi Afrika'dan sadece 3 ülke; İtalya-1990’da Kamerun, Japonya-Güney Kore-2002’de Senegal ve Güney Afrika-2010’da Gana, Dünya Kupası’nda çeyrek finale yükselmişti.
Yeni bir ilk nasıl başarılacaktı, Kara Kıta adına... Fas Teknik Direktörü Regragui oyunlarından üç şey istedi.
"Güçlü savunma; takım halinde kapanacağız." Kapandılar.
"Psikolojik üstünlük kuracağız." Kurdular.
"Oyunu geriden sabırla yöneteceğiz." Yönettiler.
Hücumda ve orta sahada alan daraltıp, pas bağlantılarını keserek rakibimizin gardını düşüreceğiz. Düşürdüler de.
Sonra kanatlardan Sofiane Boufal ve Hakim Ziyech’le hızlı hücuma geçeceğiz.
Ziyech aslında sorun yaşadığı Vahid Halilhodzic yüzünden milli takımı bırakmıştı Regragui ile yeniden milli takıma döndü.
Regragui, Kanada maçının ilk 11’inden sadece bir değişiklik yaptı; Abdelhamid Sabiri’nin yerine Selim Amallah’ı takıma monte ederek. Onun dışında ana iskeleti korudu ve aşı tuttu. Fas başarısı ile Afrika’nın gururu oldu.
..Şimdi Kaptan Saiss ve arkadaşları Belkika, İspanya ve Portekiz'in ardından Fransa'yı da yenip tarihe geçmek istiyorlar, neden olmasın?
