Çizgimizde hiç değişiklik olmadı... Fatih Terim için teknik direktörlüğe adım attığı ilk gün ne yazdıysak bugün de aynı şeyleri zavunuyoruz! Bir farkla ki... Terim'e duyduğumuz güvenin üstüne artılar eklemiş olarak!.. "Hoş geldin Fatih hoca!..." Bu gelişe, sadece G.Saraylılar sevinmemeli... Futbola gönül veren F.Bahçeli, Beşiktaşlı, Trabzonsporlu, G.Antepli ve Kayserili; velhasıl cümlesi bunun coşkusunu yaşamalı... Çünkü Terim bu ülke futbolunda bir mihenk taşıdır... Değişimin adıdır... Yükleşin, gelişimin ve dünyaya açılmanın bizatihi kendisidir. Haa... Gönlüm ne isterdi bilir misiniz? Terim, İtalya'yı aşsın, Avrupa'yı kuşatsın ve onun yolundan; yüzlerce Türk teknik adam koşar adım yürüsün. Türkiye de, futbol endüstrisinden payına düşeni, büyüklüğüne yaraşır biçimde alsın!.. Olmadı, İtalyanlar, buna müsaade etmedi... Ama, bir gün onlar da bunun pişmanlığını duyar. Geçelim... Her başarı kıskanılır, gölgelenmek ve engellenmek istenir... Fatih hoca da böyle bir kıskançlık tünelinden geçti... Birçokları için "mecera" olarak görülen İtalya'daki tecrübe, böyle bir kıskançlık neticesinde son buldu... "Parayı ben veriyorum, boruyu da ben çalarım..." Tipik bir Akdeniz anemisi... Sonuç, kötü de bitse, bu tecrübe az şey değildir... Fiorentina ve Milan denemeleri bence başarısız da değildir... Aksine, Fatih hocanın düşünce dünyasında yeni pencereler açmıştır... Kulis, diplomasi, insan ve organizasyon gücünün önemi, yaşayarak, tesbit edilmiştir. Bu tecrübelerden sonra... "Kulüp", "Profesyonellik", "Uluslar arası ilişkiler" ve "Başarı" kavramlarının yorumunu başka bir dille yapmaktadır bugün Fatih hoca... Her açıdan Terim'in vatana dönüşü, büyük bir kazançtır Türkiye için... G.Saray, bu kazanç dünyasında öncelikli bir parçadır, sadece. Asıl büyük kazancı, Türkiye'de futbolla ilgilenen tüm kurum ve kişiler sağlayacaktır. 1.Anlayış değişecek... Teknik direktörler, artık masaya oturduğunda diyecek ki, "Bak.. G.Saray, hocasıyla 4 yıllık anlaşma yapıyor. Başarı için istikrar şart... Biz de anlaşmayı böyle yapalım..." 2. Süper Lig'e kalite gelecek... F.Bahçe-G.Saray rekabeti sadece Süper Lig'le sınırlı kalmayacak... Yarış, diğer takımlarımıza model olurken, Avrupa'ya, Şampiyonlar Ligi'ne taşınacak... 3. Profesyonel kadrolaşma Mondragon'u, Hasan'ı ve Ergün'ü kalması, Ümit Davala'yı da dönmesi için ikna eden Fatih hoca, Nuno Gomes ve Laursen gibi yıldızlara sıcak mesajlar gönderirken, G.Saray gibi ekonomik krizle boğuşan kulüplerimize de "Büyük paralar harcamadan da büyük kadrolar kurulabilir" mesajını verdi... 4. Hedef de çıkta da büyüyecek Başarı, başarıyı getirecek... Yurtdışındaki kulüp ve futbolcu menecerleri, projektörlerini Türkiye'ye çevirecekler... Sadece A Milli olanları değil, Ümit ve Genç millileri de transfer etme yarışına girecekler. 5. Dünya avucumuzun içine girecek Başta İtalya olmak üzere bütün Avrupa medyası gelecek sezon G.Saray'la daha fazla ilgilenecek. ...Ve, Terim'in "G.Saray dünya kulübü" yapma hedefi, ister istemez Türk futbolununa da yansıyacak. Belki de, bu sayede; 2008 Avrupa Şampiyonası'na projemiz, hayal olmaktan çıkıp, gerçeğe dönüşecek. Bunları nereden mi çıkarıyoruz, işte belgesi... "Türkiye'de yalnız bu yıl ilköğretime başlayan çocuk sayısı, İngiltere ve Almanya'daki genç sayısından daha fazladır. Genç nüfusu değerlendirmeli. Çocuklarımızı vasıfsız eleman olarak yurt dışına kaçırmaktansa, eğitip, iş sahibi yaparak, yarının ümitleri olarak yetiştirmeliyiz." ... "6-7 milyon nüfuslu ülkeler bizden daha fazla yıldız yetiştiriyor. 70 milyondan çıkmaz mı ? Var, görmüyoruz, değerini bilmiyor, atlıyoruz. Söylemde ve eyleme birlikte gittiğimizde sonuca kolay ulaşırız!" Bu düşünceyi, taşıyan ve bu sözleri söyleyen biri, sadece G.Saray'ın başarısıyla yetinir mi, sizce? Hayır yetinmez, ülkesi için, insanı için çok daha fazlasını ister... İşte Fatih Terim vizyonu bu...