Gazetecilik zor ve yıpratıcı bir iştir... Mesai mefhumu yoktur; ciddiyet, meraklı - araştırmacı kişilik, takipçilik ve güzel Türkçe ister. Bu da yetmez, mantık, analitik zeka, heyecan, güven duyulan saygın bir kişilik ve tecrübe ister. Bunlardan biri eksik olursa; yönlendirme haberlerle birileri sizi ve yayın organınızı kendi menfaatleri için kullanır, inanırlığınıza gölge düşer. Uzatmayalım... Diyeceğim şu... Bu meslekteki muhabir, yazar ve yöneticiler bir çok ihbarlar alırlar. Ama gazetelere bunların çok azı yansır. Çünkü her istihbaratın doğrulanma zorunluluğu vardır. Geçenlerde, Futbol Federasyonunda önemli görevde bulunmuş bir dosttan iddialı bir istihbarat aldım. Dedi ki; "Fatih Terim'in sekreterine - Söz meclisten dışarı - eşek yüküyle para verdiler." İddia sahibine sordum, -Ne parası bu? "Prim!.." - Neyin primi? "2006 Dünya Kupası'nın!.." - 'Şaka yapma', dedim... Türkiye, 2006'da yok ki... Böyle bir komedi olamaz!.. Bu işte bir yanlışlık olmasın!.. "Hayır. Play - off maçları oynadılar ya onun için ödenmiş..." - 'Olmaz öyle şey', dedim... "Sen araştırmacı bir gazetecisin, araştır, göreceksin... Terim'in sekreterine prim ödenmiş mi, ödenmemiş mi?" Hemen, Futbol Federasyonu içinde bir araştırmaya giriştim. "Evet prim ödendi" dediler. -35 milyar mı? "Hayır!..." -Sekretere mi ödendi? "Hayır asistana..." -Sekreter kim, asistan kim? "Sekreter Aysun hanım, asistan ise Aylin Sungur hanım." Hemen belirtelim, sekreter ile asistanın görevleri, kariyerleri, eğitim ve vizyonları farklı... Sözü edilen Terim'in asistanı Aylin Sungur hanım, yüksek okul mezunu, birkaç lisan konuşan biri. Fatih Hoca'yla da G.Saray'da birlikte çalışmış. Tıpkı idari menajer Şükrü Hanedar gibi... Özetle haberin sekreter ayağı yanlış... Primin miktarı ve biçimi yanlış... Üstelik söz konusu prim iddia edildiği gibi 2006 Dünya Kupası finali ya da play - off maçları için ödenmemiş... Ya?.. Gruptaki puan sistemine göre son üç maçta; Danimarka, Ukrayna ve Arnavutluk karşılaşmalarında toplanan 7 puan için verilmiş. Play-off'un "P"si yok içinde... Ortada absürt bir durum da yok. Primler sadece asistan hanıma değil tam 13 kişiye dağıtılmış. Bunlardan üçü; milli takımlarda idari görevlerde bulunan; Cezmi Turan, Şükrü Hanedar ve Aylin Sungur. Diğer 10'u ise aralarında bugün görevinden istifa etmiş olan Mehmet Özdilek olmak üzere Terim'e yardımcı olan 10 hoca. Böyle bir durumda haberi gazeteye taşımanın bir anlamı yoktu, biz de yazmadık. Ancak, bu iddia bir büyük gazetede yer aldı. Sonra ne mi oldu? Fatih Terim o iddiayı manşetine taşıyan gazetenin sorumlularına milyonların önünde gazetecilik dersi verdi. "Bilmeden, görmeden, duyumla haber yapıyorsunuz... Buna hakkınız yok... Biraz araştırın!.." ------ Hayal İstanbul'da platonik bir aşk rüzgârı esti!.. Bu bir "Beşiktaş aşkı"ydı. Yani; Pascal Nouma'nın Beşiktaş'a olan aşkı... Beşiktaşlıların Nouma'ya olan aşkı... Bu aşk hikayesi için Pascal, "Herkesin bir hayali var" dedi ve ekledi: "Benim en büyük hayalim Beşiktaş'ta tekrar futbol oynamak!.. Sadece bir dakika için de olsa o formayı yeniden giyebilmek. Bunun için kolumu feda edebilirim..."