F.Bahçe F.Bahçe'ye karşı!
Ufuktaki TFF seçimi öncesi; "F.Bahçe, F.Bahçe'ye karşı"ymış gibi bir hava estiriliyor. Ama onca yıllık meslek tecrübem bana diyor ki, "Aziz Yıldırım'a rağmen Mehmet Ali Aydınlar'ın Futbol Federasyonu'na başkan adayı olduğu görüşüne nasıl inanılır?" Açıkçası ben de Aziz Başkan'a inat Aydınlar'ın TFF Başkan Adayı olma fikrine hiç inanmıyorum. Neden? Bir, Aydınlar'ı iyi tanırım; kendisine TFF Başkanlığı'nı altın tepsi içinde sunsalar. F.Bahçe Başkanı seçilme ihtimali de yüzde elli olsa ve deseler ki; "TFF Başkanlığı mı yoksa F.Bahçe Başkanlığı mı?" Adım kadar eminim ki; Sayın Aydınlar, altın tepsi içinde sunulacak TFF Başkanlığı yerine seçilme şansı yüzde 50 olan ihtimali seçer. Şimdi buradan nereye gelmek istiyorum; eğer Sayın Aydınlar, Aziz Yıldırım'a karşı bayrak açacaksa bu TFF Başkanlığı değil de F.Bahçe Başkanlığı olur. Fakat hayır! Kanaatimce bu adaylık fikri Aydınlar'ın da değildir. O halde nedir? KİMİN PROJESİ? Bir, Kulüpler Birliği'ndeki başkanlığı tartışılır hale gelen Aziz Başkan'ın göstereceği adaya duyulan tepkiyi kırmak içindir. Nitekim Göksel Gümüşdağ ismi "Aziz Yıldırım'ın projesi" diye ortaya atıldığı gün, "Bu Gümüşdağ'ı kafadan bitirmektir" diye bu köşeden yazdım. O yazıdan birkaç gün sonra da Aziz Başkan, "Hayır benim projem değil" açıklamasını yaptı. Gelelim ikinci şıkka... Futbol Federasyonu özerktir. Yani; kendi başkanını kendi seçecek iradeye sahiptir. Fakat Haluk Ulusoy'a karşı merhum Hasan Doğan'ın kazandığı seçim o özerkliğin üstüne bir başka iradeyi koymuştur. O hakim irade bugün karşımıza bir başka ismi dikte etmesin diye siyasete verilen ince bir mesajdır, Aydınlar'ın adaylığı. G.Saray, Beşiktaş ve Trabzonspor Başkanlarının paylaştığı birçok şeyi kendi başkanı Yıldırım ile "Mehmet Ali Aydınlar"ı istiyor gözükmesinin aslı budur. Özetle; zaten Aziz Yıldırım'ın projesi denilerek işin en başında adaylığı zayıflatılan Gümüşdağ'dan sonra sporu, özellikle de futbol dünyasını avucunun içi gibi bilen hali hazırda Başbakanlık Spor Genel Koordinatörü olan Mehmet Atalay'ın da yolunu kesebilmektir. O halde; matruşka gibi iç içe geçmiş adaylar arasında en son ortaya çıkarılacak olan isim kimdir? Mesela Haluk Ulusoy yeniden aday olabilir mi? Olursa kazanma şansı nedir? Kanaatimce bu konjonktürde Ulusoy'un da pek kazanma şansı yoktur. Çünkü mevcut başkan Mahmut Özgener'in bugün yapacağı açıklama çok mühimdir. İPLER?ÖZGENER'DE Eğer Özgener, "Aday olmayacağım yönündeki şahsi kararımı tatilde yeniden gözden geçirdim. Bir dönem daha devam etmenin faydalı olacağını düşünüyorum" derse, işin şekli değişir. Nitekim kayıtsız şartsız Mehmet Atalay'ın yanında olması gereken Trabzonspor Başkanı Sadri Şener, "Trabzon'da çok baskı görüyorum ama benim adayım Mahmut Özgener" demiştir. Bu boşuna edilmiş bir söz değildir. Sonuç, bu seçim, Özgener ile Atalay'ın arasında geçecek bir seçimdir. Eğer Sayın Başbakan müdahale etmezse. Ama kanaatim o ki; edecektir. Çünkü Sayın Başbakan her alanda olduğu gibi futbolda da Türkiye'nin kulüpleri, milli takımları, teknik adam ve yıldız futbolcu üretimiyle dünya liderliğine oynaması arzusu içindedir. Oysa Özgener döneminde Türkiye, 2010 Dünya Kupası finallerini kaçırmıştır. Hâlâ 2012 Avrupa Şampiyonası finallerine bile gidebileceğimiz garanti değildir. Futbol Federasyonu'ndaki 400 kişiye ulaşan kadro ve 900 milyon dolarlık hükümet desteğine rağmen 2016 Avrupa Şampiyonası'na ev sahipliği yapma şansı da ne yazık ki, Özgener döneminde kaçırılmıştır. Ayrıca UEFA'nın o 2016'nın adaylık seçiminde Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'e yapılan saygısızlık da hafızalarda tazeliğini korumaktadır. Sayın Başbakan bunları unutmuş olabilir mi? Karar sizin! O yüzden ne Aydınlar'ın Aziz Yıldırım'a rağmen başkan adayı olduğu görüşüne inanırım ne de Sayın Başbakan'ın bu seçime uzaktan seyirci kalacağı fikrine. Bence de kalmamalıdır. MIHLAMA "Her şeyin yenisi dostun eskisi makbuldür."