Sezon başında, "Bu sezon en koyusundan F.Bahçeliyim" dedim ve bir de iddiada bulundum. "Bu takım, Türkiye'nin Şampiyonlar Ligi'ndeki yüz akı olacak." Elbette, bu iddiayı ortaya atarken haklı gerekçelerim vardı. Bir kere, F.Bahçe iki yıldan beri Şampiyonlar Ligi için doğru ve ciddi bir yapılanma içindeydi. Teknik direktör Daum geçen sezon bir iskelet kurmuştu. İdeal noktasında eksikleri vardı. Ama kafada bir şeyleri başarmıştı. En azından sahada kazanmak için oynayan, futbolun savunmadan çok hücum yönünü düşünen ve kendini rakibine kabul ettirmeye çalışan bir takım ortaya çıkmıştı. Fakat, bizim futbol aydınları "Bir takım 4 forvetle maça başlar mı?" diye Alman teknik adamı eleştiri bombardımanına tutmuşlardı. İşte o günlerde Daum'un oyun sistemini savunan ve "Doğrusu bu!.. F.Bahçe, Avrupa'da bir yere gelmek istiyorsa böyle cesur oynamak zorunda" diyen belki de tek kişiydim. Teşekkürler Daum, teşekkürler F.Bahçe! İki yıllık hasretten sonra Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk maçınızda Sparta önündeki futbolunuzla beni yanıltmadığınız ve size umut bağlayanları mutlu edecek bir oyun oynadığınız için binlerce kere teşekkür. *** İki teknik adamın da sahadaki tertibi birbirinin kopyasıydı. Dizilişler, çift ön liberolu, tek forvetli; 4 - 2 - 3 - 1 şeklindeydi. Ancak, bu yapıda eli daha güçlü olan hiç şüphesiz Daum'du. Van Hooijdonk gibi uluslararası bir tecrübenin gerisine, sağına ve soluna bir forvetin tüm özelliklerini taşıyan üç büyük yetenek yerleştirmişti. Başrolde harika çocuk Alex, solunda Tuncay ve sağında Serhat, gol için teyakkuzdaydılar. Top F.Bahçe'deyken ön liberodaki Fabiano, yanındaki Aurelio'ya "Sen biraz daha dikkatli ol" deyip sola iniyor, Ümit Özat ile Tuncay'ın arasında içeriye forvet hattına toplar taşıyordu. Onun her inişinde Tuncay kendini daha rahat ve şut atacak güven içinde hissediyordu. Nitekim, Tuncay'ın bir şutunu Çek kaleci direğin de yardımıyla kornere çeldi. O andan sonra F.Bahçe hakimiyeti ele aldı. Sağdan soldan yüklenmeye başladı ve Alex bir pozisyonda çizgi halinde yakaladığı Sparta defansını da şaşırtacak şekilde arka direğe nefis bir orta yaptı. Van Hooijdonk'un yükselişi de, kafayla golü atışı da aynı mükemmellikteydi. Kısacası, Daum elindeki zenginliği kullanmaktaki kararlılığıyla ne kadar haklı olduğunu dün dost düşman herkese gösterdi. Ah bir de Servet'in kırmızı kartı olmasaydı... Sözün kısası, F.Bahçe, Sparta galibiyetiyle büyük hayaller kurduğu Şampiyonlar Ligi'ne çok iyi bir başlangıç yaptı. İddia ediyorum, F.Bahçe bu oyunla M.United'ı da, Lyon'u da dize getirir. Yeter ki, kendi gücüne inansın ve ona göre oynasın.