Fener'in 1. projesi tamam

A -
A +

Aykut Kocaman tarih yazdı. F.Bahçe kendi yetiştirdiği teknik adamla ilk defa şampiyon oldu, Başkan Aziz Yıldırım'ın yıllardır hayalini gördüğü düş gerçekleşti ve F.Bahçe makûs talihini yendi. Şimdi hedef Avrupa'da kupa kazanmak. "Yıldırım'ın kusuru!" başlıklı 22 Şubat 2011 tarihli yazımda bakın neler anlatmışız; "Yönetim bir sanattır. Sevelim, sevmeyelim, Aziz Yıldırım o sanatı en iyi icra edenlerden. Sakın kimse, 4-2'lik Beşiktaş galibiyeti üzerine bu kanaate sahip olduğum düşüncesine kapılmasın. Aziz Başkan'ı, Demirören, Polat ve diğer başkanların önüne çıkaran neden kararlılığı, cesareti, vizyonu ve tavizsiz duruşudur. O kale gibi duruş, F.Bahçe'yi anayasası oluşmuş, sistemi oturmuş, geleceğe dönük yatırımlarıyla; bütçesi yıllar sonra ilk defa 5 milyon TL artı veren bir kulüp haline getirmiştir. Rakiplerinin 100 milyon euroluk ek transfer harcamalarına rağmen mevcut kadroya ilave yapmaksızın, liderle olan 9 puanlık farkı kapatıp, şampiyonluk rotasına girmesini sağlayan en önemli sebeptir, Aziz Başkan'ın TFF Genel Kurulu üzerindeki nüfuzu, Kulüpler Birliği Başkanlığı, naklen yayın değerlerinin oluşmasındaki etkisi herkesin malumu. Artık, F.Bahçe camiası tek yumruk oldu. Kocaman'ın teknik direktörlüğünü tartışan kalmadı. Herkes F.Bahçe'nin gün be gün daha iyiye gittiğinde hemfikir. Ancak, ülkemizi 7. kez temsil edeceği Şampiyonlar Ligi için bu kadro yeterli mi, değil; Avrupa Şampiyonluğu'nu kazandıracak güç, vizyon ve hedeften uzak. Yabancı kontenjanının yüzde 50'si - Yobo, Lugano, Santos ve Cristian - savunmacı. Avrupa hedefi şampiyonluk olan bir takımın oyuncu karakteri savunma ağırlıklı mı yoksa ofansif mi olmalı mı? Alex, Niang, Dia, Stoch, Güiza mı, bu 5'liden sadece Alex ve Niang giydikleri formanın hakkını verdiler. Ya diğerleri?.." Bir Kurth operasyonu! G.Saray şantiyeye dönüyor... Her sahada ayrı bir çalışma mevcut. Amaç; G.Saray'ı yöneticilerin cebine bakan kulüp olmaktan çıkarıp, Avrupa'da yıldızlaştırmak. Başkan Ünal Aysal, 2010 kongresinde Adnan Öztürk'ün Futbol A.Ş.'nin başına getirmek istediği; Milan, Barcelona, Bayern Münih, Real Madrid gibi devlerin içinde bulunduğu G14'ü kuran ve Şampiyonlar Ligi'ni başkanlık eden Thomas Kurth operasyonu çoktan başlattı. Hayırlı uğurlu olsun. Kulübü profesyonellere teslim etmek harika bir düşünce. Federasyon Asbaşkanı Lütfi Arıboğan'ın da içinde olması arzulanan bu projenin bir ayağında Barcelona'nın sponsorluk gelirlerine büyük katkı sağlayan Esteve Calzada da var. Bitmedi, Manchester United'ı dünyanın en zengin kulüplerinden biri haline getirdikten sonra Chelsea'ye transfer olan Peter Kenyon da, G.Saray için çalışacakmış. Kulaklarıma inanamadım. Eğer, proje gerçekleşirse; ilk etapta 57 milyon euro borç ödeyecek olan Aysal yönetimi için bu, bütün dünyada büyük ses getirecek bir hamle olur. Aksini düşünmek bile istemiyorum, çünkü futbol dünyası hayal kırıklıklarına prim vermeyecek kadar acımasız! Örnek mi, işte Adnan Polat yönetiminin akıbeti. Daha fazla söze gerek var mı? Akgül'ün unuttuğu şey! Biliyorum, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül'ün "Sporda Şiddet Kanunu'nu biz hazırladık. Bursaspor'a verilen ceza kanunun hiçbir yerinde yok. TFF istediği zaman istediği cezayı verebiliyor, bu yanlış'' açıklamasının üzerinden epey zaman geçti. Bekledim ki, TFF bu sürede bir açıklama yapar da konuyu açıklığa kavuşturur. Ama ne gezer. Ne TFF'den ne hukukçulardan ne de otoritelerden "O ceza, hukuktaki objektif sorumluluk esasına göre verildi!" diyen biri çıkmadı. Herkes suspus! Yoksa hukuktan bihaber mi, yaşıyor, yöneticilerimiz? "Objektif sorumluluk ne?" Özetle anlatalım. Bir kimsenin başka bir kişiye zarar vermesi ve bu zararla zarar verenin fiili arasında nedensellik bağının olmasıdır. Bu tür sorumluluğa tehlike ya da risk sorumluluğu denilmektedir ki, kusursuz sorumlu sayılan Bursaspor, olayda kusuru bulunmadığını ispat etmekle sorumluluktan kurtulamaz. Örnek mi, Karayolları Trafik Kanunu gereği, kaza yapan bir aracın sürücüsü dışında, aracın sahibi de kusursuz sorumlu olarak maddi zararı karşılamakla yükümlü tutulmuştur. Yargıtay 4.HD. 20.5.1998 Tarih; 1998/421 E.; 1998/3622 K. (Yargıtay Kararları Dergisi, C.24, S.6, s. 836.). Bursaspor'a ceza bu sebeple verilmiştir, başta Akgül olmak üzere, "Bizim suçumuz ne?" diye feryat eden Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı'ya duyurulur. Ayrıca unutulmamalı ki, ev sahibi takım, misafir takımın maça gelişi, maçını oynaması ve güvenli şekilde dönüşünden sorumludur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.