Bursa'da M.Gladbach ve Beşiktaş zaferlerinin arkası gelsin de güzellikler devam etsin isteyen F.Bahçe'nin savunması S.O.S verdi... Laf aramızda Bekir, Serdar ve Egemen; üçü de hiç güven vermiyor. Orta sahada Cristian ve Selçuk da kapasite altı kalıyor. Kuyt, Caner ve Krasic çalışkan olanlardı. Ama koca takımda iki adam vardı ki yeri farklıydı. Kim mi, bir golcü Sow, diğeri de kaleci Volkan'dı. Gerisi için söylenecek şey, "Bunlar mı, F.Bahçe'nin futbolcuları?" olur herhalde. Başkan Aziz Yıldırım ve Aykut Kocaman; Bursa deplasmanını kayıpsız kapatıp, iç bünyedeki fırtınaları dindirmek istiyordu. Fakat?.. Türk futboluna adını "5. büyük" olarak yazdıran Bursaspor, buna imkân vermedi. Özellikle; N'Diaye arı gibi çalışkandı, Murat Yıldırım ile birlikte ön liberoda oynamasına rağmen sahada basmadık yer bırakmadı. Attığı kafa golü için belli ki idmanda çok çalışmış Sow, onun üstünde durmak istemiyorum. Ama itiraf edeyim, Sow'u hiç dün geceki kadar istekli, gayretli, azimli ve inatçı görmedim. Sanki motor takmış gibiydi siyahi golcü. Krasic ile olan uyumu, birebirde dozer gibi rakipten top söküşü ve sonrasında kaleyi düşünüşü bir cesaret timsaliydi. Neyse... Krasic iyiydi. Caner'in kısa kullandığı kornerde Sow'un kafa golü de onun gayretiyle geldi. Fakat Kocaman nedense Krasic'i kenara aldı. Gelelim asıl gecenin kahramanına; Volkan'a. Romanya ve Macaristan maçlarının en çok eleştirilen adamı, haftanın talihsizi Serdal Kesimal'ın kademeye girmek isterken kendi kalesine yolladığı gol dışında çok başarılıydı. N'Diaye'nin, Pinto'nun, Batalla'nın ve Belluchi'nin pozisyonlarını ustalıkla kontrol etti. Doğrusu, F.Bahçe'yi ipten aldı Volkan. Ama kaç maç böyle oynar Volkan? Geçelim; Bursaspor iyi takım, bu ligde her zaman iş yapacak takım.