Şampiyonlar Ligi'ndeki Sparta maçının sarhoşluğu mu, yoksa zihni yorgunluk mu bilmem, F.Bahçe bir şaşırtmacayla çıktı Malatya karşısına. Dahi Daum, "Artık bu F.Bahçe'yi sokaktaki çocuklar bile ezberledi. Bir - iki değişiklik yapayım da F.Bahçe klasiği monotonlaşmasın" dercesine, Sparta maçının iki kahramanı Serhat ile Fabiano'yu kenarda tutup, onların yerine tercihini Serkan ve Nobre'den yana kullanarak maça çift santrforla başladı. Ama sadece bundan ibaret değildi Daum'un değişiklikleri. Takım oyununda her futbolcudan maksimum verimi alabilmek adına savundaki iki bekin görev yerlerini de değiştirmişti. Deniz'i sağdan sola, Ümit'i de soldan sağa çekmişti. Bu değişlikler bir çoklarına göre riskti, "Oyuncular ve görevleriyle bu kadar oynanmamalıydı." Ama risk almadan farklılık yakalanmıyor ki? Daum "Mükemmellik" adına bu riskleri alırken her şeyi hesap etmişti. Alman teknik adam sonuçtan emindi, "Nasılsa bu maçı kazanırız" diye düşünüyor ve kafasındaki muğlak soruların cevabını arıyordu. Fakat Daum'un hesap etmediği bir şey oldu. Malatyaspor maça fırtına gibi başladı. Soldan ani ve hızlı bir çıkış yaptı, Murat nefis bir orta yaptı. Osterc, Servet'ten önce topa bastı ve mükemmel vurdu. Rüştü'nün rakibine saygı duymaktan başka yapacağı bir şey yoktu. İşte o an, Daum'un "çılgınca" bulunan değişiklikleri yargısız infaza uğradı tribünlerde. "Böyle kumar oynanır mı?" Aykut Kocaman'ın iyi organize olan takımı bu tartışmaların üstüne birkaç atak daha yaptı... Hele bir pozisyon vardı ki, Osterc'in altıpas içindeki vuruşu nefes kesti. Ama hakkını verelim, F.Bahçe'nin milli kalecisi Rüştü karşı karşıya kaldığı "yüzde 99 gol" diye bakılan bu zor pozisyonu klasına yakışır bir güzellikte kurtararak, F.Bahçeliler'i rahatlattı. Bundan sonrası mı? F.Bahçe'nin sağanak halinde atakları vardı. Malatyaspor kalecisi Fevzi ne kadar panterleşirse panterleşsin gerçekten zor durumdaydı. Soldan Tuncay, sağdan Ümit ve Serkan, geriden Luciano bindirmeler yapıyor forvete ha bire top taşıyarak, Malatya kalesini abluka altına alıyorlardı. Tabii Alex bu güzel oyunun kalite belgesiydi. Yine birbirinden güzel inanılmaz ortalar attı. Van Hooijdonk'a, Nobre'ye "al da at" dercesine paslar verdi. Ama beraberlik golü Alex'in kullandığı korner atışından geldi. Onun ortasını Malatya defansının seyretmesi affedilir bir hata değildi, Luciano yükseldi, kafayla Fevzi'nin koruduğu kaleye vurdu, Mkelele topu son anda çizgiden çevirdi. Daum'un Serhat'a tercih ettiği Nobre oradaydı. Nobre "Golcülük takip ister" dercesine dönen topa nefis vurdu ve Fener'i coşturdu. İkinci gol, sahanın en çalışkanlarından Tuncay'ın ortasında yine Nobre'den geldi. Fener'in gol şovu, Deniz'le sürdü! Birileri yine "Tesadüf!" diyecek. Ama, tesadüfün bu kadarına da pes doğrusu dostlar!