Şaşılacak birşey yok. Cesaret korkuyu bir kere daha yendi... G.Saray-Beşiktaş derbisine maçın en sönük adamı Fleurquin damgasını vurdu! Hem de büyük gecenin kahramanı Myhre'yi affedilmez bir kafa golüyle avlayarak. Maç bu gole kadar Beşiktaş'ın en çok tartışılan ismi kaleci Myhre'yi yıldızlaştırmıştı. Buna karşılık G.Saray'ın süper starı Ümit Karan'ı da vicdanlarda mahkûm etmişti. Hemen hemen G.Saray'ın bütün akınlarında imzası olan Hasan Şaş ile Arif'in pozisyon hazırlayıcı paslarını saymazsak Cimbom'u oyunun bütününde çok etkin kılacak bir üçüncü futbolcuya rastlayamadık. Özellikle orta sahada oyun kurması gereken Ayhan ile Batista ve bunlara destek olması gereken Ergün dün tutuktu. Buna rağmen G.Saray rakibi Beşiktaş'a oranla daha çok pozisyon buldu. Çünkü Daum'un sahaya sürdüğü Kartal sadece İlhan'a bağlamıştı ümitlerini. 4-5-1 düzenindeki Beşiktaş'ın orta alandaki pas organizasyonları da hep yana ve geriye olunca İlhan alması gereken toplarla bir pozisyon dışında buluşamadı. İlhan'ın Tümer'in ortasında kaleci Mondragon'la karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu direğe nişanlaması futbol adına talihsizlikten başka birşey değildi. Gece golcüler adına talihsizliklerle doluydu. Ümit Karan girdiği iki net pozisyonda paniğe kapılmasa ya da Myhre ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda beklemek yerine topa buluştuğu anda vursa, belki de bu sezonun en çok konuşulan golcüsü olacaktı dün gece. Ümit Karan treni kaçırdı ama G.Saray dünkü galibiyetle büyük bir avantaj yakaladı. Bence Cimbom'un bu galibiyetinde Lucescu'nun ilk defa takımını cesur oynatan taktiğinin etkisi büyüktü. Herşeye rağmen Süper Lig'in nefes kesen derbisi iki takımın büyüklüğüne yaraşır güzellikte son buldu.
