samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Git... Sen de git Sinan!..

A -
A +

Futbolcu Uğur Yıldırım'a kimse yüklenmesin, ''Neden Hollanda Milli Takımı'nı tercih etti?'' diye. Çünkü değer bilmeyenlerin şikayete hakkı yoktur. İşte vatan, bayrak; kısaca Türkiye'ye sevdalı Sinan Şamil Sam örneği ortada... Koca Yusuf gibi, ''Arkamda 70 milyon Türk'ün varlığını hissediyorum'' diyerek ringe çıktı Sinan. En son ABD'li Lavrence Clay-bey'i perişan etti. Aparkatın en kralı... Kroşelerin en ağdalısı... İkili, üçlü seri yumrukların en risklisi... Tam 12 raund aslanlar gibi mücadele etti. Göğsümüzü kabarttı. Peki biz ne yaptık? Uzaktan seyrettik... Sadece seyrettik... Futbola verdiğimiz yeri onda çok gördük. Efsane şampiyon Muhammed Ali Clay'ın yolunda dev adımlarla ilerleyen Sinan'ın yükselişini fark edemedik. Oysa şakası yok, şikesi yok, torpili yok bu yükselişin... Dünyayı döven Sinan'ın arkasında kendi gibi Deli Dumrul bir yüreğe sahip Ahmet Önal'dan başkası da yok. O tek başına bugüne kadar hiç bir Türk'ün hayal bile edemediği bir yerde şimdi. Kıtalar arası şampiyon. Gözü daha yükseklerde... Dünya şampiyonluğu hedefi. Bu hedef en az G.Saray'ın UEFA Şampiyonluğu kadar önemli. Ama kimin umurunda Sinan? Bizim vurdum duymazlığımıza inat dünyanın 1 numaralı boks organizasyonu ''WBC'' klasmanında Sinan'a dünyanın en iyi 10 boksörü arasında 4. sırada yer vermiş ve diyor ki; ''Haziran 2006 unvan maçı yapabilir!'' Evet masal gibi bir şey... Ama bir o kadar da gerçek. Dünya ağır sıklet eski boks şampiyonu Mike Tyson'un maç isteğine ''Sen benim rakibim değilsin. Şu an senden daha güçlü dünya şampiyonu unvanı olan biriyle oynamak istiyorum'' diyecek kadar dünyaya kafa tutulan bir gerçek. Yolun açık olsun Sinan, git gidebildiğin yere kadar. --- Yanal'ın kredisi... Kılıçlar kınından sıyrıldı artık... Milli Takım gibi hassasiyet isteyen bir konuda bile insanlar tedbiri bıraktı. Şimdi herkes, Dr. Levent Bıçakçı ve yönetimine açıkça hücum ediyor. ''Türk futbolunun en büyük yıldızı Hakan Şükür'e sırtını dönen ve yarışta rakiplerinden geriye düşen Ersun Yanal'la Türkiye'nin hâlâ 2006 finallerine gideceğine inanacak kadar saf mısınız sayın başkan?'' Kibar ve nazik bir insan Bıçakçı... ''Pes etmek üzereyim'' diyemiyor, ''istikrardan yanayız!'' diyor. Çapraz ateş devam ediyor; ''Bu kredi nereye kadar başkan?'' Diplomatik bir üslup seçiyor Levent başkan, ''Finale kadar!'' Yani?.. 2006 Dünya Kupası umutları bitinceye kadar! Bir şey daha... Bıçakçı ve ekibi, Yanal'ın bunu başaramaması halinde bağlasan da durmayacağını biliyor. Başarırsa mı? İşte orası muamma; olabilecek tartışmaya bugünden ışık tutalım; ''Ersun hocayla finallere gidilir mi gidilmez mi?'' İşte benim gelişen ve değişen Türkiyem'den insan ve yönetim manzaraları. ''Günü kurtar... Vaziyeti idare et!'' Söyler misiniz, giyotin altındaki bir kafa ile Ersun hoca bu şartlar alında, kritik Gürcistan, Arnavutluk ve Yunanistan maçlarına nasıl takım yapar, nasıl zafer kazanır? --- MIHLAMA Akıllı insanlar seçicidir. Akıllılar; uzun yaşamaktansa iyi ve kaliteli bir hayat için mücadele ederler. ---

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.