G.Saray tahminlere sığmaz

A -
A +

Gel de yanma, arkadaş!.. Roma'yı komaya sokmak varken, basit savunma hataları yüzünden pişmiş aşa su katıp, işi uzatıyoruz. Olacak şey mi, şimdi bu? Yazık!  Oysa, ne kadar güzel başlamıştı gece!.. Roma, komaya girmiş, G.Saray keyiften dört köşe olmuştu, rüya gibi biten ilk 45 dakikanın sonunda... Taktik, teknik, gol, çalım futbol adına ne ararsanız, bütün istatistikler G.Saray'dan yanaydı... Roma'yı yakan adam bu defa Neron değil, Ümit Karan'ın taa kendisiydi... O, Ümit'in, Zebina'yı uyutup, Samuel ve Panucci'nin kontrol ettiği Roma savunmasını şöyle bir harmanlayıp, topu kaleye bir gönderişi vardı ki, Roma Olimpiyat Stadı'nı 64 bin kişiyle birlikte ayağa kaldırdı... Fakat!.. Bu rüya uzun sürmedi... Devre arası molasıyla herşey kesildi... Erken zafer sarhoşluğu mudur nedir, bilmem... G.Saray soyunma odasından motivasyonunu kaybederek döndü... Savunmada bir dikkatsizlik ve dağınıklık içine girdi... Bunu da Roma Teknik Direktörü Fabio Capello gayet güzel değerlendirdi. Devre arasını mükemmel bir şekilde değerlendirip, ilk yarı zaaflarını giderecek oyun ve oyuncu değişiklerini başarıyla uygulayarak, takımını ikinci yarı için sahaya sürdü. İşte bu devrede, Lucescu G.Saray'ı 4-5-1 tertibiyle sahaya sürerken, önce Roma'nın Lazio derbisinde gol şov yapan yıldızı Montella ve Totti gibi kilit adamlarını etkisiz kılacak savunmayı, sonra da golü hedefleyen başarılı plânı suya düştü... İlk yarıda Delvecchio'nun ortasında yürek hoplatan Cafu ikinci yarıda Victoria'nın hatasında Aldair'ın uzun pasında, aşırtma bir vuruşla beraberlik golünü atarak, "Tamam" dediğimiz çeyrek final sevincimizi yarım bıraktı... Neyse buna da şükür...  Son bir cümle de İsveçli hakem Anders Frisk için... Dört dörtlük bir yönetim gösterdi... Bravo doğrusu...

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.