"Türkler coştu; durdurulamaz artık... Üç takımla Avrupa'dayız", derken Slimani ve Bryan Luis tatlı aşımıza zehir kattı. Ahh!
Beraberlik bize yeter. Hayır, yetmez, yetmedi de! Mario Gomez'in golü arzulanan tura yetmedi, ahh! Bir Güneş fırtınası yaşandı Lizbon'da.
"Türkler coştu; durdurulamaz artık... Üç takımla Avrupa'dayız", derken Slimani ve Bryan Luiz tatlı aşımıza zehir kattı. Ahh ki, ah!
Kime kızalım?
Beck'e mi, Tolga ya mı yoksa hayallerimizi Gutierrez'e mi?
Hayır, Beşiktaş gücünün farkında değildi dün.
Pres!
Ah be Beşiktaş ne olurdu sanki o baskılı oyunu maçın tamamına yayabilse de tur ve grup liderliğini gol şovuna çevirseydi.
Ah be Şenol Hocam!
Ne kadar da güzel ve etkili oluyordu Beşiktaş; İsmail ve Olcay ile kanatlardan Sosa, Oğuzhan ve Quaresma ile ortadan yüklenip oyuna tempo kazandırdığında.
İnanın, Beşiktaş'ın planlı bir şekilde her yüklenişi Sporting Lizbon'u şaşkın tavuğa çevirip, hataya zorladı.
İlk yarıda Beşiktaş'ın o baskılı oyun neticesinde Mario Gomez ve Olcay ile iki gol üretmesi içten bile değildi.
Fakat hayır, Beşiktaş o baskılı oyunda ısrar edemedi, etmedi. Neden?
Bunun sebebi Mario Gomez'in golü ile tur geçildi, yanılgısıydı.
İkinci sebep ise yenilen golden sonra hiç değilse beraberliği korumak adına - Cenk kulübedeyken - Olcay'ı çıkarıp, Necip'i oyuna almaktı. Kanaatimce büyük yanlıştı.
Çünkü Olcay sahanın en çalışkanıydı, özellikle de Gökhan Töre'nin yokluğunda Kerim ile oyuna en lazım olan kişiydi.
Uzatmayalım... Beşiktaş tercih ve taktik yanlışlar sebebiyle elinde tuttuğu turu altın tepsi içinde rakibine sundu. Yazık!
Mazeret çok; Ersan, Gökhan diyebilirsiniz. Ama hayır gerçek şu:
Şenol Güneş ne yapıp edip - ama takım içinden ama dışından - yeni oyuncular bulup, bir an önce Beşiktaş'a monte etmeli. Etmeli ki, Kara Kartal hiç değilse Türkiye'de yükseklerde uçabilsin. Aksi halde; terzi ne kadar maharetli olursa olsun, bu kumaş kolay kolay dikiş tutmaz!
MAÇIN ADAMI
Slmani'nin golü
KIRILMA ANI
Sporting'in vazgeçmeyen azmi