samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Hagi... Derbi ve 100 tonluk yük

A -
A +

Hagi... Derbi ve 100 tonluk yük Futbolun güzelliği sürprizlerde saklıdır. Kazanırsınız, kaybedersiniz. Ama kayıplardan ders çıkarıyorsanız mesele hallolmuştur. Bugün anlatacağımız G.Saray, hem bugün hem de gelecek adına sorunların yumağındadır. Kayseri deplasmanından yaralı dönen G.Saray taraftarlarına sorsanız; ''Sizin için başkan Canaydın'ın müjdesini verdiği Seyrantepe Stadı mı yoksa Trabzon maçı mı önemli?'' diye, hiç şüphesiz alacağınız cevap ikincisi olacaktır. Çünkü taraftar için yarın yoktur, bugün vardır. Hele önünde 100. yılda şampiyonluk gibi bir hedef varken... Peki bugünkü şartlarda G.Saray'ın Trabzonspor maçını kazanması mümkün müdür? Gerçek şu; Hagi ve sarı - kırmızılı futbolcular, Kayseri beraberliği ve F.Bahçe ile arasındaki puan farkının 4'e çıkmasından sonra şu an 100 tonluk bir yükün altına girmişlerdir. Trabzonspor maçı rahatlamak için aslında bir fırsattır. Ama yüksek gerilim G.Saray için tehlike çanları çalmaktadır. Hagi'nin liderlik zaafları Kayseri'deki telefon ayıbı ile su yüzüne çıkmıştır. Futbolcuların da liderin zaafından etkilendikleri bir gerçektir. Başka türlü G.Saray gibi bir takımın maçın son 15 saniyesinde gol yemesi nasıl izah edilebilir? Psikolojisi bozuk bir Hagi, Ribery'nin sakatlığı, Hasan Kabze gibi 6 maçta 5 gol atan kurtarıcı bir oyuncuya hâlâ ilk onbirde güven duyulmuyor olması sarı -kırmızılı takımın handikaplarıdır. Cimbom bu engelleri bu hafta aşarsa gelecek adına büyük bir moral kazanır, tabii aşabilirse... Şakacı Carew Beşiktaş'ın Norveçli futbolcusu John Carew, Beytepe Üniversitesi'nde Çağdaş ve Tayfun'la birlikte katıldığı bir panelde; 1998-99'da Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda Valerenga formasıyla Beşiktaş'a 3 gol atması hatırlatıldığında şöyle bir lâf etti: ''Beşiktaş'a geleceğimi bilseydim, kesinlikle o golleri atmazdım!'' Umar ve dileriz ki Norveçli futbolcunun bu sözleri lâtifeden başka bir şey değildir. Aksi halde, bu düşüncedeki bir futbolcuya kimse ne güven duyar, ne de saygı. Yıldırım çarpmasın Alex'ten yoksun F.Bahçe bu hafta Sakaryaspor ile en zor deplasman maçına çıkacak... O Sakaryaspor ki son haftalardaki A.Gücü'ne 7 gol atan futboluyla alkışlanan bir takım. Takım içindeki dengeler oturmuş. Hoca - futbolcu kaynaşması mükemmel, uyumlu ve mücadeleci bir ekip. F.Bahçe'de ise durum farklı... Taraftar heyecanı süper ama Daum meslektaşı Şaban Yıldırım kadar rahat değil. Alman teknik adamın, Van Hooijdonk'la, Tuncay'la ciddi sorunları var. Alex'in yokluğunda en ihtiyaç duyulan isimlerden biri olan Hollandalı oyuncu, ''Gribim'' diyerek idmana çıkmıyor. Böyle bir ortamda F.Bahçe için Yıldırım çarpması kaçınılmaz görünüyor. Ya F.Bahçe'yi maç günü Süper Lig'in en mütevazı, en çalışkan ve ekibiyle en çok uyum gösterme hocası Şaban Yıldırım çarpacak, ya da maçtan önce testi kırılmadan tedbiri almak isteyen başkan Aziz Yıldırım. MIHLAMA "Hayatta en önemli şey kayıplarımızdan kazanç sağlamamızdır. Bu zekâ gerektirir; akıllı insanlarla aptal insanlar arasındaki fark budur." William Bolith

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.