samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Hagi'ye kefilim

A -
A +

G.Saraylılar barut gibi, kibrit çalsanız alev alacaklar. "Biz, G.Birliği'ne yenilerek şampiyonluğu F.Bahçe'ye hediye eden bir teknik adam istemiyoruz! Hagi gitsin, kim gelirse gelsin!" Bunu söyleyenler birkaç taraftar olsa "duygusallık gösteriyorlar" deyip geçerim. Ama hayır aklı selim G.Saraylılar da benzer lafları etmiyorlar mı, işte o zaman haykırıyorum "İnsaf!.. Bu ne nankörlük!" diye.. Milyon kere insaf... Neden, anlatayım... Bir.. Hagi, ne Beşiktaş'ın eski hocası Del Bosque ne de F.Bahçe Teknik Direktörü Daum'la yarışa aynı şartlarda başlamadı. Bir tarafta 90 milyon dolarlık Beşiktaş ve F.Bahçe!.. Diğer diğer tarafta ancak bütçesi Anelka kadar olan bir G.Saray. Yani, ağırla tüy sıkletin kapışması gibi bir şeydi bu rekabette Hagi'ye biçilen kostüm... Bu yüzden sezon başında Hıncal Uluç abi de dahil "Bu G.Saray, Süper Lig yarışını kafa kafaya götürür. Türkiye Kupası'nı da kazanır" diyebilecek babayiğit sayısı "yok" denecek kadar azdı. Ama bugün bakıyorum hepsi geçmişi unutmuş... Rumen teknik adamı aslanların önüne atmak için yarışıyor. Bu haksızlık!.. Hem de büyük haksızlık!.. O Hagi Süper Lig derbisini de şampiyonluğu da kaybedebilir. Ama şu Süper Lig'deki yerli yabancı hiçbir teknik adamın cesaret edemediği riskleri G.Saray gibi büyük hedeflere oynayan bir takımda alan kişidir. Uğurlar, Cafercanlar, Cihanlar, Riberyler bu sayede kazanıldı. ''Bitti artık ondan bir şey olmaz'' denilen Hakan Şükür, Ayhan, Ergün onunla yeniden doğdu. Yeleleri yolunmuş yaşlı, umutsuz ve takatsiz aslan gibi görünen G.Saray yeniden iddialı bir takım olarak sahne aldı. Türkiye Kupası'nı kazandı. Hem de tarihi rakibi F.Bahçe'yi yenerek. Şimdi bu Hagi mi gitsin, ey G.Saraylılar? Ey, ''Ben futbol adamıyım'' diyen uzmanlar? Lütfen değirmen gibi insan öğütmeyi bırakın... Varsa yeteneğiniz bir Cafer Can, bir Arda da siz üretin! Teşekkürler Hagi... Sana kefilim Hagi!.. Mantıksız eleştirilere aldırma... Eminim ki, G.Saray'ı yönetenler de aldırmıyordur. Çünkü, G.Saray'dan Emre Belözoğlu gibi bir yıldızın futbola kazandırılmasındaki senin çabanı en iyi o yöneticiler biliyor ve her yerde ballandıra ballandıra anlatıyorlar. F.Bahçe'de teknik adam olmak! Hani, derler ya, "Büyük lokma ye ama büyük laf etme!" diye.. Bir zaman bizim sevgili Rıdvan Dilmen böyle büyük konuşmuş ve demişti ki, "F.Bahçe'nin hocaya ihtiyacı yok. Başında kim olursa olsun ancak bu kadar oynar!" Eeee... Zaman bu... İntikamı acı oluyor. Söz uçuyor gibi görünse de hafızalarda taptaze duruyor. Gel zaman git zaman o yorumcu Rıdvan gitti, F.Bahçe Teknik Direktörü olarak geldi. Ve neyi öğrendi biliyor musunuz? F.Bahçe Teknik Direktörlüğü'nün ne kadar zor olduğunu. Şimdi bir Allah'ın kulu Rıdvan'a o yıllar önceki sözü bir daha asla söyletemez! Ne dersin Rıdvan? Kadıköy finali Türkiye Kupası ve 5-1'in gölgesindeki final; F.Bahçe'ye Ümit, G.Saray'a umut vaad ediyor! Ama?.. Daum ve Hagi için durum farklı.. İkisi de zirvede... İkisi de mağlup ve mağdur... İkisi de bıçak sırtında... İkisini de ayakta tutacak tek şey galibiyet! O ise Kaf Dağı'nın ardı kadar uzak... Çünkü... Bu büyük rekabetin bu defa favorisi yok. Çünkü... Kritik final öncesi iki teknik adamın da kafaları çok karışık. Çünkü Daum'un da Hagi'nin de kulüpleriyle ilişkileri ancak pamuk ipliği kadar güçlü! Şimdi sen hoca ol, gel de önce kafada kazan bu derbiyi! Mıhlama Futbol, büyük ekonomik çıkarlar, ideolojik çarpışmalar, ulusal ve uluslar arası politikalarla şekillenen bir oyundur. (Alfred Wahl)

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.