Hayaletbahçe!

FENERBAHÇE? Dışarıda adı var kendi yok! Bu kaçıncı deplasman kâbusu? Hep acı, hep hicran; İ.B.B., Samsun, Karabük derken şimdi de Eskişehir... Kadıköy'ün o ışıl ışıl yanan Fener'i neden sönüyor dışarıda? Ersun Yanal'ın fendi Aykut Kocaman'ı neden mağlup ediyor, hep? Anlamak mümkün değil. Fırsat kaçıyor... G.Saray-Beşiktaş derbisi öncesi kazanıp o moralle beklemek varken... O isteksiz, ağır ve mücadeleden kaçan ilk yarıdaki takıma nasıl F.Bahçe denir? Gereksiz bir küfür ile takımını 10 kişi bırakan Caner'e nasıl, F.Bahçe'nin oyuncusu denir? Birisi anlatsın lütfen... Hiç abartmıyorum... Alex'i ve Sow'u alın koyun bir tarafa, F.Bahçe'den eser bulabilecek misiniz? İnanın, sarı-lacivertli formayı giyenlerin tamamı ilikleri kurumuş da mecali kalmamış veteranlar takımı gibi. Ne savunması savunma... Ne orta sahası orta saha ne de forveti forvet. Neresini tutsan elinde kalıyor. Yazık! Şu hale bakın; koskoca F.Bahçe sakatlanıncaya kadar bir Erkan Zengin'i durduramadı, karşısında Mehmet Topuz ve Gökhan çalım manyağı oldu çıktı. Hürriyet ve Bülent'in dengeli oyunu karşısında tuzla buz oldu Cristian. Emre uzun toplarla, Stoch son çizgiye inerek Sow'u pozisyona sokmaya çalıştılar ama nafile... Diego ve Ediz o kadar dikkatli ki, araya duvar ördü de, top geçirmediler. Sow akıllı adam, baktı top gelmiyor kendi pozisyonunu kendi hazırlardı, bir de gol attı ama yetmedi, F.Bahçe'ye... Haftalardır süren bu kâbusa önlem alamayan Aykut Hoca'yı hiç anlıyamıyorum. Sanki kulübedeki seyirci. O PENALTI VERİLMEZ Mİ? Diego'nun elini kaçırmasını "çarpma" değil de "oynama" olarak yorumlayan ve F.Bahçe lehine ceza yayında serbest vuruşa hükmeden hakeme sorarım; maçın başında Veysel'in ceza sahasında Stoch'u çekmesi "penaltı" değil de nedir?