Helâl olsun Denizlililer'e

A -
A +

Türkiye, F.Bahçe'nin 1 maçlık "Seyircisiz maç oynama" cezasını daha çok tartışacak. Ama, emin olun bu tartışmanın önemli bir boyutunu da cezanın futbolumuza olan yararları oluşturacak. İşte, size en çarpıcı örnek... Denizlispor-Beşiktaş maçı... Denizli'de stad hınca hınç insan dolu... Sahada, "Savaş gibi futbol"un tarifi; dişe diş, göze göz, korakor, nefes kesen bir mücadele var. Tribünlerde ise ne tel örgü, ne polis, ne kimseye bir taciz, ne de en ufak bir küfür bulunuyor. Oyunun sertliğine inat, tribünlerde Fair-Play coşkusu var. Helâl olsun, Denizlililer'e... YARIM PORSİYON BEŞİKTAŞ Beşiktaş, Denizli'ye sancılı gitti. Sanki, uzun milli maç boşluğu onlara hiç uğramamış gibi... Şov dünyasının vazgeçilmez yıldızı Nouma'ın yine esamesi okunmuyordu. Sakatlıktan çıkan Tümer ve Amaral ancak yedek olabilmişti. Bunlara ek... Sahada olanlar, pozisyonlara seyirci Cordoba, yarım İlhan, yarım Pancu, yarım Sergen ve yarım porsiyon Beşiktaş'tı!.. Hal böyle olunca, zafer getirecek futbol kafadan hayal oldu. Ama Sergen ve Pancu kişisel becerileriyle Denizli'deki karayazıyı değiştirdi.  Bir de Denizlispor tarafı vardı. Siz buna, Kartal'ın efsane kaptanı Atom Karınca Rıza Çalımbay'ın, teknik adamlığını Beşiktaş'a ispatlama mücadelesi de diyebilirsiniz. Yeşil-siyahlılar maça çok iyi motive olmuştu. Takım halinde, sanki, UEFA Kupası'nda tur geçmeye oynar gibi, istekli, tempolu, mücadeleci ve sonuç hedefliyorlardı. Bilhassa, eski Beşiktaşlı Mustafa Özkan'da#dı gözler. Kabat da, Bencik de, hatta bütün takım ona çalışıyordu. Bu genç futbolcu, ilk yarı 3 gol birden atabileceği bir maçta, son vuruş hatası, pozisyona geç kalış ve Ronaldo'nun son andaki müdahalesi gibi etkenler nedeniyle, kaleci Cordoba'nın tüm kusurlarını örttü. İKİ FRİKİK, İKİ GOL! İkinci yarı, iki takımın teknik adamlarını, "Bunlar hiç frikik idmanı yapmıyorlar mı?" diye sorgulatacak iki usta vuruşla tamamlandı. Bunlardan birinde Denizlisporlu Macar Kabat'ın diğerinde de enfes sol ayak Sergen'in imzası vardı. İki golü de tribünler ayakta alkışladı. Ama otoriteler, ikisinde de teknik adamları, kalecileri ve önündeki barajı sorguladı.  Sonuç? Biz, Beşiktaş'ta bir eli yağda, bir eli balda olan Mircae Lucescu ile Denizlispor'da kendi yağında kavrulan Rıza Çalımbay'ın teknik adamlık maharetleri arasında bir fark göremedik. Ya siz görebildiniz mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.