Hikaye bu ya. Beşiktaş 100. yılında şampiyon olacak, kupalar kazanacakmış... Dedik ya "HİKAYE." "Hayır" deyip, aksini iddia edenlere sormazlar mı, "Bu futbolla, bu kadroyla mı şampiyon olacaksın?" diye... Sonuca bakıp da aldanmayın. Bu sonuçta, emeğe saygısı olmayan hakem Ünsal Çimen'in katkısı büyük. Bu sonuçta, Bursaspor maçından sonra MHK ve hakemleri yaylım ateşine tutan Beşiktaş yönetiminin katkısı büyük. Bir haftalık baskı, bu sonucu doğurdu. Hakem Ünsal Çimen, Beşiktaş'ın sahadaki en iyi oyuncusu oldu. Tabii, haklarını inkâr etmeyelim. Sonradan oyuna giren iki Ahmet, diğer Beşiktaşlılar'ın yapamadıklarını gerçekleştirerek, Kartal'ı ipten aldı. Kocaelisporlu taraftarlara kapılar kapanmış. İnönü Stadı silme siyah-beyaz. Tribünlerdeki coşkun, heyecan ve renklilik süper. O renklilik içinde Beşiktaşlı, Süleyman Seba'nın şampiyon bıraktığı Beşiktaş'ı arıyor. Ama o dağ gibi takım küçülmüş. Koca Kartal, toz kanatlı kelebeğe dönmüş. Dokunsanız, düşecek. Beşiktaş'a can katan adamlar İlhan Mansız ve Nouma. İkisinin de adı esami listesinde bile yok. Sadece yeteneğiyle ayakta duran Sergen'e bağlamış Beşiktaş bütün ümitlerini. Çünkü forveti uydurma, orta sahası derme çatma, savunması ise evlere şenlik... Bu takımda bir Sergen ne yapar? Koca 90 dakikada yaptığı en iyi iş, direkten dönen kafa şutu. Umut diye alınan yeniler Niyazi, Dobrowski, Zafer takımda yok... Takımda olan Amaral, Pancu, Tolga ve Zago ise eskilere rahmet okutuyor. Zago'ya yer açmak için Ali Eren'i kulübede oturtan Lucescu'nun ideal savunması dünkü üçlüden kurulu olacaksa, vay Beşiktaş'ın haline. Orta sahada topa basan, rakibe pres yapan bir tek oyuncu yok. Bu Beşiktaş nasıl oyun kurar, nasıl pozisyon bulur, nasıl gol atar? Şimdilik muamma... Lucescu'nun işi zor mu zor. Kocaelispor, biraz cesaretli oynasa; dün çok daha iyi bir sonuç alacaktı. Ama Lazarov'un golü, Kocaelispor'un hedefi için yetmedi.
