Hippi değil Lippi

A -
A +

2006 Dünya Kupası'nın en iyi teknik direktörü kim diye soruyorlar? Bu saatten sonra tartışmanın manası var mı bilmem. Ama ne Jurgen Klinsmann ne Domenech ne de Luis Flibe Scolari en iyi sıfatını hak edebildi! Bu unvan bence en çok Marcello Lippi'ye yakışıyor. Neden mi? Aslında bir çok nedeni var. Ama en öncelikli neden şu... Lippi'nin yenilikçi, sabırlı ve esnek bir teknik adam oluşu... Nitekim, katenaçyodan, kontrollü oyuna futbolun her türlü versiyonlarını deneyen İtalya, Almanya'ya gelirken orta alanı daha güçlü kılacak, hücuma daha çok çıkacak bir oyun düzeninde oynamayı hedefliyordu. 3-2-3-2 olarak şekillenen bu düzen tutmadı... Lippi de inat etmedi. Taşları yerinden oynattı, sistem değişti: 4-4-2. Fakat daha çok gol atma amacı değişmedi. Nitekim, golcü sayısı artan bir İtalya Milli Takımı ortaya çıktı. Böyle radikal bir değişikliği İtalya'da Lippi'den başkası yapsaydı fırtınalar kopardı. Fakat elindeki malzemeden harika kostüm çıkarmasını bilen usta bir terzi hassaslığındaki Marcello Lippi'ye İtalyanlar seslerini çıkaramadılar. Çünkü Lippi'nin kariyeri bu tür uygulamalar ve sonuçları muhteşem olan başarılarla doluydu. Dilerseniz, o parlak kariyere kısaca göz atalım: 3 Serie A, 1 İtalya Kupası, 4 İtalya Süper Kupası, 1 Şampiyonlar Ligi, 1 UEFA Süper Kupa, 1 Kıtalararası Kupa kazanma başarısı... ..ve son olarak 1'de Dünya Kupası. Sessiz sedasız finale gelen ve finalde Zidaneli Fransa'yı eleyen İtalya'nın sırrını şimdi çözebildiniz mi? İşin sırrı ne sadece Buffon gibi dünyanın en iyi kalecisine sahip olmak ne Cannavaro gibi mükemmel bir savunmacı ne de Totti ve Lucatoni gibi golcülerden geçiyor. İşin sırrı Lippi gibi birikimli, sabır, çalışkan ve tecrübeli bir teknik adamdan geçiyor. Ne demişler "Balık ya baştan kokar ya baştan pişer." Tebrikler İtalya... Tebrikler Lippi!.. ------ Suç, ceza ve şampiyonluk Futbolu tehdit eden üç büyük tehlike; şike, teşvik ve mafya. Dünya Kupası'nın son şampiyonu İtalya bu üç konuda da sabıkalı. Fakat enteresandır. İtalyanlar için başarının sırrı, sanki, önce suç işlemek sonra o suçun cezası tartışılırken kupa kazanıp temize çıkmaktan geçiyor. Örnek mi? İşte size iki örnek... Yıl, 1982... Yer, İspanya... Gök mavililer, 1982 Dünya Kupası için İspanya'ya giderken, hayli gergin ve tedirginler. Sebep, kafilede yer alan Paulo Rossi'nin de adının karıştığı şike skandalıyla sarsılmış olmaları. Fakat Çizme'de, "temiz futbol" tartışmalarının yapıldığı bu dönemde İtalya, İspanya'da fırtına gibi esiyor... Kupayı kaldırıp, ülkesine futbol adına işlenen tüm suçları temize çıkarmış olarak dönüyor. Tarih, tekerrür mü etti bilmem. Yıl, 2006!... Yer, Almanya... İtalya yine bir skandalla çalkalanıyor. Bu kez, şike iddiaları Juventus başta olmak üzere 4 kulübü tehlikeye atmış. İtalyan futbolu sancılı... Ama, İtalya Milli Takımı yine şampiyon!.. Suç, ceza ve şampiyonluk sanki gök mavililerin karakteri olup çıkmış. ------ AlınTerim İtalya'nın kupa töreni bütün hücrelerimi yerinden oynattı... "Ah Türkiye!" diye hayıflandım kendi kendime! Ah ki ah!.. Bırakın Almanya'ya gitmeyi, uzaktan seyrederken bile huzura hasretiz... Kulislerde, Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'un Ankara'da Mali Kongre'de yaptığı konuşmadaki, "İsviçre maçında başımıza bu olayları çıkaranlar ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor" cümle tekrarlanıp duruyor. Malum hedef; Fatih Terim!.. Güya, Ulusoy, taşı Terim'e fırlatmış... Suphanallah! Daha neler kardeşim. Terim'le Ulusoy'un Almanya'da kol kola, olduğunu unutanlar, bir dizi senaryo yazıyorlar. Bırakın bunları... Şu İtalya'ya bakın... Şu şampiyonun oraya nasıl geldiğine bakın... Hocası Lippi'ye nasıl sahip çıktığına bakın... İtalyan teknik adamın projelerine nasıl dört elle sarıldığına bakın... Bakın da, bu ülkeye tarihindeki ilk Avrupa şampiyonluğunu kazandıran Fatih Terim'le uğraşmayı bırakın! ------ Sağlam gel dostum Kayseri'nin şansı Ertuğrul Sağlam, Süleyman Hurma ikilisi... Bu iki futbol adamının şansı, Recep Mamur gibi futbolu bilen tecrübeli bir başkanla çalışmak. Kayseri'nin adını Avrupa'ya duyurmak ve İç Anadolu'da markalaşmak isteyen iş adamları adına büyük şans İntertoto! Bir dönem F.Bahçe'nin hafife alıp, katılmadığı o kupa, Kayserispor'un şansı UEFA'ya yükselmek adına! Şans skalası Kayserispor'a dönmüş durumda... Sarı - kırmızılıların 2. turdaki rakibi Yunan temsilcisi Larissa. Hemen belirtelim... Yunanistan şu an fokur fokur!.. FIFA, Yunanistan ile ilgili kararını bugün yarın verecek. Belki de Yunan takımlarına Avrupa kupalarını yasaklayacak. Kayserispor, 2. turu oynamadan UEFA'ya yükselecek. Ama bana sorarsanız, futbola sınıf atlamayı hedefleyen Kayserispor, bir yere gelecekse Sağlam gelmeli... FIFA'nın kararıyla değil, kendi gücüyle gelmeli ki, geldiği yerde ağırlığı olsun. ------- Efsanenin çöküşü Hayat sürprizlerle dolu. Tatlı ve acı sürprizlerle. İşte size Zidane efsanesinin ibretlik sonu! Düşünün ki, bütün futbol hayatı boyunca efendiliği, ağırbaşlılığı ve centilmenliğiyle tanınmış bir efsane bir gecede bir hareketle bütün kariyerini sıfırlıyor!.. Tıpkı bizim Mehmet Özdilek gibi! O pozisyonda provokasyon var mı, yok mu bilemem. Ama eminim ki, Zidane'a bugün "Materazzi'ye yine aynı kafayı atar mıydın?" diye sorsalar, vereceği cevap kesinlikle "hayır" olacaktır. Çünkü Zidane bundan böyle hep kafa attığı o çirkin anın utancıyla anılacaktır. Yazık!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.