Mustafa Denizli'nin benim yanımda çok başka bir yeri var. Çünkü, o inanmış - yürekli bir fikir ve mücadele adamıdır. Başarılı teknik adamlığı bir tarafa. Daha önemlisi onun ülke gençliğinin kendi gücüne inanmasını sağlayan fikri öncülüğüdür. Hem de, "ŞEREFLİ MAĞLUBİYETLER" üstüne destanların yazıldığı ve futbol aydınlarının "BİZ ASLA KAZANAMAYIZ!" karamsarlığına yuvarlandığı bir dönemde ortaya çıkıp, "HAYIR!.. BU ÜLKEDE DÜNYA ŞAMPİYONLARINI YENECEK ONBİR HER ZAMAN VARDIR" diyebilecek cesareti gösteren ve bunun için mücadele eden odur. Bunlar unutulacak şey mi? Kısacası, o müthiş bir futbol feylezofudur. Onun dünyasına girip onunla futbol konuşmak büyük keyiftir. Böyle bir keyfi bütün Türkiye'nin yaşaması ise ayrı bir mutluluktur. Bu yüzden Mustafa hocanın futbolun fikri sahasına geçeceği gün üstüne hep hayaller kurmuşumdur. Onu, gazete ve televizyonlarda yorumcu olarak düşlemişimdir. Hatta hoca için hayali program taslakları bile hazırladım. Olmadı, şartlar denk düşmedi. Bu şansı TRT'de Faik Çetiner yakaladı. Ama ne yazık ki o da bunu değerlendiremedi. Çetiner'in kaçırdığı lezzeti Altan Tanrıkulu, Sabah sütunlarında Türkiye'ye sunuyor. "BU FUTBOL YETMEZ!" Aramıza hoş geldin hoca. Muhteşemsiniz! F.Bahçe - Sparta Prag maçı bir çok açıdan önemliydi. İlki, Şampiyonlar Ligi'ne iyi bir başlangıç yapmak adına önemliydi, başardılar. İkincisi, F.Bahçe'nin gücünü göstermesi adına önemliydi, Çekler'i dize getirdiler. Maç da, oyun da, skor da "1" ama "pir" oldu ve sarı kanaryalar zirveye kondular. Taraftarlar, D.Kiev maçında Roma Olimpiyat Stadı'nda olay çıkaran İtalyanlar'a Fair-Play dersi verdiler. Sarı-lacivertliler, Alex ve Van Hooijdonk'la Şükrü Saracoğlu Stadı'nı bayram yerine çevirdiler. Birbirinden güzel şov ve maç boyu süren destekleriyle sarı-lacivertliler bütün Avrupa'ya "Muhteşem F.Bahçe"nin güzelliğini sundular. M.United'a, O.Lyon'a da hep böyle şakı kanaryam. Hoş geldin Mancini Kalp ya da insan kazanmak, zor iş!.. Hele, işiniz, "kapris, kompleks" ve "kıskançlık" yüklü futbolsa. Çok daha zor! Ama adınız Roberto Mancini ise... Liyakatınız onun gibiyse ise bu zorlukların anlamı yok. Çünkü onun gibiler, sanatkâr titizliğinde çalışır. "Kazanmak için" önce Emre gibi küskün yıldızları kazanmanın önemini bilir. Nitekim, "Kalsın mı, gitsin mi?" diye tartışılan Emre gibi süper yetenekler de Mancini gibi hocaların elinde daha bir parlar. Evet, sevgili Mancini, İnter'e hoş geldin. Evet, sevgili Mancini, İtalyanlar'ın futboluna doyamadığı bu Emre, bil ki senin eserin. MIHLAMA Gerçeğin mumunu kimse söndüremez! Buna cesaret edenlerin, ya sakalı ya bıyığı yanar! BIRAK ARTIK KANAT! Bak, sevgili Kanat!.. Milli golcüye yaptığın o yakışıksız "BIRAK ARTIK ŞÜKÜR!" teklifini Hakan sana yapsa ve "Sen benden daha yaşlı ve daha eskisin. Sağlığın da bozuk. Hem senin sağlığın, hem Türk medyası, hem de basındaki gençlerin geleceği için BIRAK ARTIK KANAT!" derse ne yapacaksın?
