samdan
camii
hayirli-ramazanlar

İnönü'de turlarız

A -
A +

Ah Emre Aşık ah!... Nedir bizim bu defans adamlarından çektiğimiz? İngiltere maçında takımın moralini bozan Alpay, dün de Emre Aşık! *** Letonya'nın buz kesen soğuğunda, "Çantada keklik" olarak görülen bir takıma karşı final vizesi ararken, bir ömrün upuzun dramını ürpererek izleyecek ve seyrettiklerinizden anlamlı bir "tur" dersi çıkaracaksınız. Bu öyle bir ders ki, içinde sahaya çıkacak onbirin nasıl olması gerektiğinden tutun da, maç ortamı, saha, zemin, teknik, taktik ve rakibin oyununa göre maç içindeki atraksiyonlara varıncaya kadar bir dolu ders. ..Ve içinizi, tarifi mümkün olmayan korku dolu bir his kaplayacak. Bir tek "Bu adama dikkat edilmeli!" diye boynuna tabela asmadığımız Verpakovskis'in golüyle o an dünyanız kararacak. Bir çok şeyi yaşayamadan, bir çok düşü gerçekleştiremeden yaşlanan insanların o hüzünlü dünyasına gömülüp sarsılacaksınız? Acaba "Tur" isterken "turist" mi olacağız? *** İlk 45 dakika kâbûs dolu duygularla geçerken, bizimkiler faturayı kesecek adres aramakla meşgul. "Hakan Şükür nerede?" Oysa ben sahada olanlara bakıyorum? Çünkü, son İngiltere maçından farklı olan sadece Hakan Şükür değil ki? O kadrodan Alpay ve Sergen de yok. Onların yerine İlhan, Emre Aşık ve Ergün ilk onbirde. Üstelik Dünya Kupası'nda golcülüğüne aşık olduğumuz İlhan Mansız'a fırsat doğmuş? Bakalım Nihat'la forvette ne yapacaklar? Maalesef, ikisini de göremiyorum. Çünkü, ilk 45 dakikada rakip kaleye yaptığımız atak sayısı bir elin parmaklarını bulmuyor. O kıtlık içinde de İlhan'ın buluştuğu tek pozisyonda da Letonya savunması futbolcumuzu cezasahasında indiriyor. İsakovs, İlhan'ı düşürünce "Penaltı" diye ayaklanıyoruz. En azından gönlümüzden böyle geçiyor. Ama Fransız hakem bizimle aynı duygusallıkta yorumlamıyor pozisyonu. Ne de olsa gerçekler acıdır. Biz de bu acılık içinde bir kere daha Emre Belözoğlu'nun düşürülüşüyle yoğruluyoruz. Bir noktanın daha altını çizelim. Bizim Fatih Akyel, Bülent, Emre Aşık ve İbrahim'li savunmanın akordu bozuk. Yediğimiz gol de bunun ispatı. Rövanşta Rüştü, Emre ve Emre Aşık'sız savunmaya ciddi ayar gerekiyor. Bir de Okan eski gücünde değil. Yanında oynayan Tugay, Emre Belözoğlu ve Ergün de sanki Letonya'nın oyunda hakimiyet kurmasını kabullenmiş gibi oynadılar. Bu sinmişlik taa ki Gökdeniz oyuna girinceye kadar sürdü. *** Özetle... Yazık oldu. Yazık. Riga'daki önemli serüvende büyük bir avantaj kaybediyoruz. Ama, ikinci yarıdaki oyunumuzla umutlarımız taptaze duruyor. Biz bu Letonya'nın hesabını çarşambaya İnönü'de görürüz. Bundan şüpheniz olmasın.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.