Mehmet Yetiş, ülkemizdeki milyonlarca emekli memurdan biri. Ama onun diğerlerinden farkı, kendini yaşadığı topluma karşı sorumlu hisseden bir müteşebbis olması. Yetiş, emekli bir memur için oldukça yüksek sayılacak; 1 milyon dolarlık bir yatırım ile Türkiye'nin ilk özel kordon kanı bankacılığını kurmuş. "Genkort" adlı kordon kanı bankasının sahibi olan Mehmet Yetiş'e bu işin ayrıntılarını sordum, o da beni kırmayıp cevaplandırdı... Ateş düştüğü yeri yakar "Siz hiç, çok sevdiğiniz bir yakınınızın gözünüzün önünde lösemi yüzünden eriyip gitmesine şahit oldunuz mu?.. Hiç kimse için böyle vahim bir durumu Allah'tan dilemem. Ama hayatın içinde maalesef bunlar da var ve ben 19 yaşında yeğenimi, ardından çok yakın bir dostumu bu şekilde kaybettim" diye girdi söze Mehmet Yetiş. Kelimeler, Mehmet Bey'in boğazında düğümlendi. Birkaç yudum su içti ve yutkunduktan sonra buğulu gözlerle hikayesine devam etti: "Yaşadığım bu tür olaylar yüzünden aylarca gözüme uyku girmedi. Lösemi gibi hastalıkların mutlaka bir çaresi olmalı diye kendi kendimi adeta yedim. Sonunda, tıbbın yeni bir yöntem üzerinde çalıştığını ve New York'ta kordon kanı bankalarının kurulduğunu öğrendim. Ancak, çok zor ve oldukça pahalı bir şeydi bu." Kandıranlar var O an Mehmet Bey'in gözleri mutluluktan parladı: "Bu, bizde neden yapılmasın diye araştırırken iki değerli bilim adamımızın; Doç. Dr. Nezih Hekim ve İmonoloji uzmanı Dr. Gülden Demirel'in 'Kordon Kanı ve Kök Hücreler' üzerine birer projelerinin TÜBİTAK tarafından kabul edildiğini öğrendim. Bu bilgi, bizi hizmetin içine çekti." Doğal olarak bir emeklinin 1 milyon doları nereden bulduğunu merak ettim. Mehmet Yetiş, parayı tek başına sağlamadığını, insan hayatını önemseyen yatırımcılardan temin ettiğini söyledi. "İyi ama, böyle bir müessesenin 100 milyar dolara kurulabileceğini söyleyenler var, ne diyeceksiniz?" dedim, o da: "Maalesef. Bu ve benzer şeyler bize de geliyor. Daha da kötüsü bu konu, kötü niyetlilerin istismarına açık. Birtakım insanlar, tam bilgiye sahip olmayan vatandaşları, aynı işlemi biz de yapıyoruz, diye açıkça kandırıyorlar. Bu konuda bir sürü şikayet geliyor. Halkımızın yalanlara kanmaması lazım" dedi. Hukuki boşluklar doldurulmalı İnsanların sağlıklarına kavuşacakları doğru kan örneğini bulabilmek için bütün servetlerini vermeye hazır olduğunu belirten Yetiş, sektördeki hukuki boşluklara dikkat çekiyor: "Kordon kanından kök hücre üretmek, yeni bir boyut. Geleceğin tıbbı bu. Henüz, kanundaki boşluklar ve araştırma safhasındaki çalışmalar tamamlanmadığı için konunun önemini kavramış değiliz. Ama önümüzdeki birkaç yıl çok önemli. Bu yüzden eğer, hukuk sistemi bu işe bir çeki düzen vermezse bu konu çok suiistimal edilir..." Sonuç olarak Kök hücreler konusunda katedilen onca mesafeye rağmen bilim henüz yolun başında. Bu görüşün gerekçelerin de, cevabı aranan şu sorularda yatıyor: -Birer atom yığını olan ve hiçbir akla sahip olmayan hücreler bir anda değişim göstermeye nasıl karar verirler? -Nasıl olur da bir kök hücre, göz, kulak, kalp veya kas gibi yüzlerce farklı organa ait hücrelere dönüşür? Bu sorular ışığında izi sürülen şey, öncelikle hücre özelleşmesinin mekanizmasını tam olarak açıklamak. İkincisi ise, vücudun yeni hücre ve organları kabul etmemesi, vücut dışına atmasının üstesinden gelebilmenin yolu. Sonuç, dönüşüm akıllar üstüdür ve bilim henüz işin sırrını çözebilmiş değildir. Sakla kordon kanını gelir zamanı... Kordon kanını saklamaya neden gerek olduğunu anlatmaya geçmeden önce tanımlamak gerekiyor. Bebek anne karnında iken göbek kordonu ile anne kanından beslenir. Bu, direkt anne damarlarına bağlanarak değil, bebeğin 'eşi' aracılığı ile olur. Eş, bebekle anne arasındaki besin ve oksijen alışverişini sağlayan bir yapıdır. Doğumdan sonra, görevini tamamlayarak bebekle beraber rahim dışına atılır. Anne ve bebek için ihtiyaç duyulmayan bir dokudur ve çöpe atılır. Kordon kanı, bebeğin doğumundan sonra bebek eşinin içinde kalan kandır. Bu kan, kök hücre açısından son derece zengindir. Niçin saklanır? Göbek kordonundaki kandan elde edilen kök hücre, herhangi bir kimyasalla henüz karşılaşmamıştır. Bir hastalık durumunda tedavinin kemik iliği nakline göre daha kolay ve ucuz olması, kordon kanının avantajıdır. Gerekli durumda çoğaltılması periferik kan kök hücrelerine nazaran daha kolaydır. Kordon kanını dondurup saklamanın pek çok amacı vardır. Uyum problemi yaşamazsınız Bunlardan ilki, bebeğin ilerde kemik iliği nakli gerektirecek lösemi, lenfoma gibi herhangi bir hastalığa yakalanması durumunda, ilik uyumu olan verici aramaya gerek kalmadan kendine ait sağlıklı kök hücrelerle tedavi edilebilmesidir. Kişinin kendi hücre ve dokuları ile uyum problemi olmayacağından, bu çok önemli bir etken olarak ortaya çıkar. İkinci amaç, doğumda alınan kordon kanı ilerde bebeğin kendisi için kullanılmasa da anne, baba veya diğer kardeşlerden biri için hayat kurtarıcı olabilmesidir. -196 derecede korunuyor TÜBİTAK tarafından ''Kordon kanından kök hücre üretme ve tedavide kullanılması'' konulu projesi kabul edilen Dr. Gülderen Demirel, olayın başka bir boyutuna dikkat çekiyor. Kordon kanını almanın problem olmadığını belirten Demirel, "Önemli olan onu Sağlık Bakanlığı'nın kriterlerine göre 15, dünyadaki örneklere göre 21 yıl uygun ortamda muhafaza edecek kan bankasının olması. Şu an bu bankaların dünyadaki sayısı 30. Türkiye'de ise, bu sayı çok sınırlı" diye konuşuyor. Nasıl uygulanıyor? Göbek kordonu kanı, vücudumuzda bulunan birçok hücreyi oluşturma yeteneğine sahip olduğundan kök hücreleri büyük miktarlarda ihtiva ediyor. Demirel'e soruyoruz: "Basit bir şekilde tedavi yöntemini anlatabilir misiniz?.." Demirel de bizi kırmıyor: "Uygulama; doğum sırasında çocukların göbek bağından kan alınmasıyla başlıyor. Bu kanlar, ''Cankurtaran'' adı verilen ''Kök hücre'' üretimi için özel kitler içinde toplanıyor. Bir dizi testlerden sonra -196 derecelik kan bankalarında depolanarak, en az 15 yıl saklanabiliyor. Kanlar, ihtiyaç halinde bankalardan resmi yolla alınmak suretiyle ''kök hücre'' üretimine gönderiliyor. Üretilen kök hücreler, çocuğun kendisi, kardeşleri, anne-babası ya da diğer uygun şahısların tedavisinde kullanılabiliyor. Böylelikle, insanoğlunun hayatını karartan onlarca hastalık dert olmaktan çıkıyor." 10 yıllık geçmişleri var İlk kordon kanı bankası, 1993 yılında New York'ta kurulmuş. Burası, dünyanın en büyük kordon kanı bankası ve değeri milyarlarca doları buluyor. Dünyadaki bütün kanlar burada toplanıyor. Türkiye'de, yeni kurulmaya başlanan kordon kanı bankaları, üniversite hastanelerinin yanı sıra özel sektörde de ciddi bir hareketlilik başlatmış durumda. Şu anda, kordon kanı bankası olarak bilinen özel kuruluşlar; Genkord, Yaşam Hastanesi Kondon Kanı Bankası ve Akedemi Hastanesi Kordon Kanı Bankası.... Bunların dışında kuruluş aşamasında olanlar da bulunuyor. İlaç sektörü yenilenmek zorunda kalacak Kök hücre alanında yaşanan bu inanılmaz gelişmeler, ilaç sektörünün kendi durumunu gözden geçirmesine sebep olabilir. Bu konuda, bilim adamları iki farklı görüş ortaya koyuyor. Birinci görüş, hastalıkların önü alınacağına göre ilaca ihtiyaç kalmayacak. İkinci görüş ise, her vakaya, kök hücre enjekte edilemeyeceği için ilaç sanayiine yine iş düşecek. Ancak, her halukârda, sektör yeni durum karşısında kendisini yenilemek zorunda kalacak. Bazı varsayımlara göre de, kök hücreler yeni ilaçların gelişiminde ve ilaçların test safhasında kullanılacak. Kan hastalıkları ile ilgili bir ilaç, kan kök hücrelerinde; kas hastalıkları ile ilgili bir ilaç da kas kök hücrelerinde denenecek.