İşte Avcı'nın prensleri

SLOVAKYA kâbusundan sonra... Şimdi öyle rahatım ki, içim içime sığmıyor... Bu takımda hayat var... Gürcistan'a top göstermedik. Sahayı dar ettik. Oh be... Mozart'ın memleketi Salzburg bir tabiat harikası; yemyeşil Salzach'ın çevresinde sıra sıra göller. Bir günde dört mevsimi birden yaşıyorsunuz. Müthiş bir ortam. Abdullah Avcı ve ekibini yürekten tebrik ediyorum seçilebilecek en doğru yeri kamp merkezi olarak seçtikleri için. Nitekim, 2008 Avrupa Şampiyonası'nda İspanya, Yunanistan, İsveç, Rusya da kamp ve maçlarını burada yapmışlar. Doğrusu büyülendim... Sadece Salzburg mu; Abdullah Avcı'nın sahaya sürdüğü on bir de büyüledi beni. Hamit'in Nuri'nin golleri bir yana.. O nasıl bir bütünlük, o ne güzel ataklar ve ne etkili takım bir oyunu... İsmail'in, Sercan'ın kaçırdıkları ve Gökhan ile Mehmet Topal'ın füzeleri yürek hoplattı. Fakat o ilk yarıdaki kusursuz oyun, ikinci yarıda savunma zafiyeti gösterdi. Eğer Cenk'in kurtarışları olmasa Gürcistan'ın en iyisi Targametze yıldızlaşırdı. Son olarak özellikle Sercan'dan bahsetmek istiyorum; sağ, sol fark etmiyor, önde her yerde oynuyor. Pozisyon hazırlıyor, asist yapıyor... Gol mü; o konuda bir kusuru var. O kadar öz güven içinde oynuyor ki, top ayağına geldiğinde olmaması gerektiği kadar. FORMA ASLANIN AĞZINDA Gördük ki; Ay-yıldızlı forma büyük rekabete sahne olacak. Volkan'ın olmadığı, Arda, Burak, Umut, Caner, Selçuk İnan ve Semih'in yedek soyunduğu karşılaşmada Avcı'nın prensleri Ömer, Sercan bu takımın olmazsa olmazları arasına girecek gibi görünüyor.