İşte gerçek F.Bahçe!

Tek kelimeyle, enfesti F.Bahçe!.. Daha güzeli olabilir miydi, şiir gibi maçın ötesinde mutlaka başka şeyler de olabilirdi... Ancak; bu noktada hakkını teslim edelim, ''Ucube'' denilen ''Süper Final'' adına yakışan ve insana ''Oh bee!.. Futbol meğer ne güzelmiş?'' dedirten bir canlılıkta başladı. İnanın, F.Bahçe-Trabzonspor karşılaşmasının her anı Dünya Kupası finali gibiydi; heyecan, tempo, pozisyon, gol ve kora kor mücadele biçimiyle iki devin bütün heybet ve haşmetini yansıtan zenginlikteydi karşılaşma. Zokora ve Alanzinho maçın başında Volkan'ın koruduğu kaleye gönderdiği iki füze ateşledi, F.Bahçe'yi... Sow karşı karşıya kaldığı pozisyonda o topu eğer gol yapamadıysa bunda kaleci Tolga'nın inanılmaz bir büyüklüğü söz konusuydu ki, ''Zafere giden yol kaleciden mi geçer yoksa golcüden mi?'' sorusunun bir anlamda da cevabı oldu. Gökhan'ın üst direkte patlayan topu seyir zevkine zirve yaptırdı da, iki teknik adamın başlangıç on birleri üstüne tutulan ''Volkan mı, Halil mi? Stoch mu, Caner mi? Güneş mi kumar oynadı, Kocaman mı?'' şeklindeki tüm eleştirileri çöpe attırdı. Zira F.Bahçe'nin oyunda özellikle orta alanda Cristian, Emre ve Alex ile kurduğu müthiş baskı ile rakibini bunalttı. Kanatlardan Mehmet Topuz, Gökhan ve Caner de destek verince; Trabzonspor'un kanatları çöktü. Olcan da Halil de etkili olamadı. Şenol Hoca'nın Olcan-Cech değişikliğiyle birlikte Serkan'ı orta sahaya çekmesi de sonucu değiştirmedi. Sow ile gol şovuna devam eden F.Bahçe, Süper Final'e süper bir başlangıç yapmış oldu hem de kupa maçındaki o silik oyunu unutturan futboluyla şampiyonluk için ne kadar iddialı olduğunu göstermiş oldu. HAKEM GÖLGEDE KALDI İnanın 3 Temmuz'dan sonra ilk defa bu kadar keyif aldım bir maçtan... Nefesimi tutup, hayranlıkla iki büyük takımı seyrettim. Ancak Zokora'nın maçın başında bir hamlede tuş ettiği hakem Bülent Yıldırım bu muhteşem maçın gölgesinde kaldı.