F.Bahçe - Elazığspor maçı dünya takımı olma azmindeki sarı-lacivertlilerin rezerv gücünü vitrine çıkardıkları bir karşılaşma oldu. Takımın asları; Rüştü, Ogün ve Mustafa Doğan sakattı. Savunmanın gediklisi Fatih de cezalıydı. Bu durumda Lorant, sahaya F.Bahçe eleştirmenlerinin geçen hafta sıkça "Niye oynamıyorlar?" diye sordukları isimlerden kurulu bir takım çıkardı. Kalede genç Oğuz'un yer aldığı 3-5-2 düzenindeki F.Bahçe'nin orta sahadaki yenileri, Ali Güneş, Ceyhun ve Cem Karaca'ydı. Üçlü savunmanın sağında ise Johnson'a yer verilmişti. Süper Lig'in 7.haftasında ilk defa bir araya gelen bu takım, Elazığsporlu Erhan Namlı'nın şık golü ile şok oldu ve bu şoku maçın ilk yarım saatlik devresinde bir türlü üzerinden atamadı. Özellikle F.Bahçe orta sahası, Ortega ve Ceyhun'un üstüne kurulu oyun düzeninde inanılmaz pas hataları yaptı, rakibe inanılmaz geniş alanlar bıraktı. Nitekim, Erol Tok yönetimindeki, Elazığspor, bu geniş boşluklardan ilk yarıda 4-5 net pozisyonu üretti. Ne var ki, Süper Lig tecrübesi olmayan Elazığspor, özellikle Mehmet Deliorman ve Hüseyin'in hatalı oyunlarının sonucu erken buldukları golün devamını getiremedi. Buna karşılık toparlanıp kendine gelen F.Bahçe, özellikle ölü toplarda Johnson'u ileri çıkararak gol aramaya başladı ve bunlardan birinde de golü bulması ile birlikte rahatlayıp daha organize bir şekilde rakibinin üzerine gitmeye çalıştı. İşte bu sırada yorgunluğun da verdiği etkiliyle oyun disiplininden uzaklaşan Anadolu temsilcisi, ferdi hatalar yapmaya başladı. İki stoperle başarılı şekilde takip ettiği F.Bahçe forvetini etkisiz hale getirirken, geriden gelen Johnson, Ceyhun, Ümit Özat, Tuncay'ı kontrol edemedi ve işte bunlardan birisinde Johnson ve diğerinde de Ortega F.Bahçeliler'in bu hafta için yüzünü güldüren golcüler olarak öne çıktı. Ancak, bir gerçeği vurgulayalım ki, bu derme çatma F.Bahçe, bu haliyle değil dünya takımı, maç kazanmasına rağmen kasaba takımı bile olamaz. Maçın hakemi İsmet Arzuman genelde başarılı bir yönetim göstermesine rağmen Ortega'nın cezasahasında düşürülmesine seyirci kalışı affedilir gibi değildi. Arzuman, bu pozisyonda penaltıyı vermeyerek büyük bir takdir hatası yaptı.
