Hayalleri büyük kurun! Projeleri dünya çapında yapın!.. Hedefleri, "Yarınlar Türkiye'nin olmalı!" diye belirleyin! Çünkü artık hiç bir şey, uçuk sayılmaz! Ne Avrupa Şampiyonluğu ne de Dünya Kupası'nı kazanmak! Artık bu ülke insanın için ütopik sayılmaz! Yetmiş milyonluk bu ülkede, bir değil yüz Rüştü'nün yetiştiğini düşünün! Yılda, 2.5 milyon Euro'nun yüzle çarpıldığını düşünün... Tam 250 milyon Euro! Hayali bile insanın başını döndürüyor. değil mi? İşin ekonomik boyutunu bir tarafa... Bir de futbolun, ülke tanıtımı, turizm politikası ve diplomatik çalışmalara olan katkısını düşünün... 1 Rüştü + 1 Nihat x 100 Rüştü + 100 Nihat = Büyük Türkiye! Birlikte geçmişe uzanalım... Yıl, 1959... Yıl 2003!.. Türkiye'nin 44 yıllık futbol geçmişinde, "44 kere maşallah" dedirtecek kaç başarısı var, sayabilir misiniz? Sayabileceklerimiz sınırlı... G.Saray'ın UEFA ve Süper Kupa şampiyonlukları... A Milli Takımımız'ın Dünya Kupası 3.lüğü ve Ümit Milli Takım'ın Akdeniz Oyunları ile Genç Milli Takımımız'ın Avrupa Şampiyonluğu!.. Daha ötesi yok! Pekiyi, 44 yılda dünya futboluna sunduğumuz kaç oyuncu, kaç teknik adam var, biliyor musunuz? Onların da sayısı sınırlı. Üstelik bir çoğu da son 10 yılda gerçekleşti bu olayların... Şimdi soruyorum... Futbola delicesine tutkun, yirmi beş milyon genç nüfusa sahip bu ülkenin futbol dünyasına sunacakları bu kadarla sınırlı mı olmalı? Hayır, yüz bin kere hayır! Ama, futbol oyununun farklı pencerelerinden esen rüzgârları bizim ülkemizde farkedenlerin sayısı hâlâ bir elin parmakları kadar! Hal böyle olunca, Rüştü'ler, Nihat'lar bir tesadüf sonucu ortaya çıkıyor! Bakın F.Bahçe'ye... Yeni sezona yine yeni yıldızlar arayarak giriyor... Üstelik trilyonlar harcayarak... Başkan Aziz Yıldırım'a "Kimi alacaksın?" diye soranlar, "6 yıldır bu kulübün başkanısın... Bu kadar sürede F.Bahçe hangi yıldızı yetiştirdi?" diye sormuyor! ...Ve o Aziz Yıldırım, Dereağzı'na, F.Bahçe Stadı'nın revizyonuna, Samandıra Tesisleri'ne trilyonları sarfediyor. Ama taşa toprağa servet dökenler, alt yapıya üvey evlat muameseli yapıyor! G.Saray bu tanımın çok mu dışında... Hayır... Son 10 yılda yükselen değer olan Türk futboluna Florya Metin Oktay Tesisleri'nde yetişen kaç yıldız sayabilirsiniz? "Hakan Şükür, Okan, Emre, Arif!" demeyin... Onların hiç biri G.Saray'ın altyapısında başlamadı futbola... Ya Beşiktaş? Ziya, Rıza, Ali, Feyyaz'dan sonra Nihat gibi kaç yıldız çıktı ortaya? Kulakları çınlasın sevgili Oğuz Ökem'in!.. Merhum Ayhan Erman ile Tamer Güney, Yılmaz Gökdel ve Metin Türel hocalarımın... "Bu ülkenin insanı yetenekli... Ama imkan yok!.. Biz, bu gençlerimize imkan sağlarsak Türkiye, futbolda 1 numara olur!" derlerdi de, onların bu söylemlerini hamasi nutuklar olarak değerlendirirdi, bir çoğu! Ama zaman onlardan yana işliyor! Merak ediyorum... Avrupalılar'ı bile kıskardıracak beş yıldızlı otel konforundaki Beşiktaş'ın Nevzat Demir Ümraniye Tesisleri... F.Bahçe'nin Samandıra Tesisleri... G.Saray'ın Florya Metin Oktay Tesisleri... Trabzonspor'un M.Ali Yılmaz Tesisleri... G.Birliği, A.Gücü ve G.Antep'in süper tesisleri, yeni sezonda vizyona hangi genç yıldızları sürecek? Yine merak ediyorum... "Ben, alt yapıya, en az üst yapı kadar önem veriyorum... Şampiyon olamasak bile Türk futboluna iki yıldız katabilmeyi büyük kazanç sayıyorum!" diyebilecek kaç delikanlı yönetici var liglerimizde? Gerçekten sayısını merak ediyorum!
