Kadıköy'ün büyüsü bozuldu

Eğer Sneijder'in kornerinde Olcay Adın'ın vuruşu olmasa Kadıköy psikoloji; Galatasaray için tedavisi olmayan bir travmaya dönüşüyordu yine.

Zira o ana kadar; Gençlerbirliği ve Benfica önünde destanlaşan Galatasaray'ı ara ki bulabilesin. Sanki Kadıköy'e gelince Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın dediği gibi resmen "ayakları titriyordu" sarı-kırmızılıların. İnanın arka arkaya üç top yapamadılar.

Haliyle; Kadıköy'deki derbi yine orantısız güç gibi tek taraflı nefes kesti; özellikle ilk yarım saatlik bölüm Fenerbahçe ile kaleci Muslera arasında geçen Rus ruleti gibiydi. 

Van Persie, Nani ve Diego'nun bu bölümde kurduğu baskı ve Fenerbahçe'nin kazanma azmi saygı duyulacak türdendi. 

Ancak hakkını teslim edelim Muslera'nın kurtarışları da o derece güzeldi. Gole kadar tam 4 kurtarış yaptı. "Daha ne yapsın bir kaleci?" derken Fenerbahçe ataklarını panter gibi çıkaran Galatasaray kalecisi onca kurtarışın ardından bir hata yaptı ve bütün artılarını alıp götürdü. 

Diego'yu takipçiliğinden ve o şık vuruşundan dolayı tebrik etmek lazım. Gol de ofsayt var mıydı, kanaatimce yoktu. 

Galatasaray bu gidişi nasıl çevirebilirdi? 

Sneijder'in öncülüğünde orta sahayı Selçuk, Bilal ve Padolski ile kontrol edip, Fenerbahçe'den önce topa sahip olarak. Fakat Mehmet Topal'ın dikkati Nani, Diego ve De Seouza gibi oyuncuların karizması Galatasaray'ın bunu yapmasına izin vermedi. Diego'nun oyundan alınışı bence Fenerbahçe'yi ileriye taşıyan tek adamın da çıkarılması anlamına geliyordu. 

Tam maç bitiyor derken Hamza Hamzaoğlu'nun Olcan Adın ile kenar hamlesi geldi ve Kadıköy'ün geçit vermez yapısı kırıldı. 

Diego'nun oyundan alınışı