samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Kafalar nerede?

A -
A +

Başkaları, geleceği plânlıyor biz günü kurtarma kavgasında boğuluyoruz. Ne acı değil mi? *** Giants Stadı, 1994 Dünya Kupası maçlarının oynadığı adı gibi gerçek bir dev. Üstelik 15 günde bir maç canlılığını yaşayan atıl stadlardan hiç değil. Haftada en az, iki ayrı aktivitenin tertiplendiği; tiyatro gibi konforlu, banka gibi güvenli ve karnaval gibi coşkulu müthiş canlı bir stad. "Ahh bizde de olsa" diye insanı imrendiren bir stad!. Sahi şimdi, bunları niye anlatıyorum ki? G.Saray'ın, son iki sezonun UEFA Kupası ve Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Porto'yla oynadığı bir gecede New Jersey'deki Giants Stadı'nın anlatmanın kime ne faydası olabilir? Tüyler ürperten Ali Sami Yen Stadı ile ilgili rapor fiyaskosunu hatırlayıp, bir de Giant'a bakınca insan üzüntüye kapılıyor. Niye başkalarının böyle görkemli, böyle güzel stadları var da, bizim hep problemlerimiz var? "Bilirkişi" diyorsunuz. Sözü senet olması gereken kişiler!.. Çürük yumurta gibi fason raporlar hazırlıyorlar. Birinci rapor; vahameti "Ali Sami Yen Stadı'nda maç oynamak riskli" diye özetliyor. Hani, "İnşaat sahasına girmek tehlikeli ve yasaktır!" tarzında bir uyarı raporu bu. "Kazara, stada girer de, başınıza bir hal gelirse karışmam" havasında ikaz dolu bir rapor. Fakat, hayır!.. Bir süre sonra aynı üniversitenin aynı bilirkişileri, aynı stadla ilgili ayrı bir rapor düzenliyorlar. Bu rapor, ilkinden daha hayret verici. "Risk yok, Ali Sami Yen'de maç oynanabilir!" Buyurun buradan yakın... Bu nasıl bir dünya, bu nasıl bir "bilirkişi"? Allah korusun, ya birinci rapor doğru çıkar ve orada maç oynandığında bir facia yaşanırsa, ikinci raporu verenlerin ve ona göre bu stadda maç oynanmasına izin verenlerin vicdanları hiç sızlamaz mı? Günü kurtarmak uğruna böyle bir riske katlanmak hangi akla hizmettir, söyler misiniz? Bu dramatik tablo en az Porto maçı kadar önemli değil midir? Porto maçındaki eksilerin telafisi her an olabilir ama Allah esirgesin bir faciaya sebebiyet vermenin nasıl bir telafisi olabilir?" *** Merak ettiğim asıl şey, Porto maçının kahramanları değil. O maçı izleyen sarı-kırmızılı kafaların akıllarının nerede olduğu? Sahi, o büyük sorumluluk sahibi yöneticiler; Porto'yu izlemek dışında Giant'ın ambiansında ne gördüler acaba? Mesela, o dev gibi stadın nasıl bir işletmeciliğe sahip olduğunu hiç araştırmayı düşündüler mi? Böyle bir stadı G.Saray'a kazandırmanın mümkün olup olmadığı üstüne hiç kafa yordular mı? Ya da? Elinin altındaki Olimpiyat Stadı'nı benzeri bir işletmecilikle; Giant Stadı gibi canlı ve coşkulu hale nasıl getiririm diye hiç düşündeler mi? Sanmam!.. *** Evet, sevgili okuyucular, bu soruların cevabı en az Porto maçında akıtılan ter ve oynanan futbol kadar önemlidir. Var mı aksini söyleyebilecek bir babayiğit?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.