Tur mu, futbol mu, yoksa kırmızı kartlar mı? Gel de rövanş için heyecan duyma.
Final gibiydi, kupadaki Beşiktaş-Fenerbahçe mücadelesi. Hem de en gerilimli filmlere taş çıkartacak cinsten, bir film.
Kaymaklı ekmek kadayıfı tadında başladı maç. Ligdeki 3-1’lik karşılaşmanın ardından gelen bu randevunun her anı inanın heyecan doluydu.
Atılan goller mi, desem... Direkten dönen Caner’in topu mu? Havada uçuşan sarı, kırmızı kartlar mı? 11’e 11 başlayıp, 9’a 10 biten maç mı?
Negredo ile Beşiktaş’ın öne geçtiği maçın gelgitleri mi?
Açıkçası hem resital tadında bir mücadeleydi hem de yüksek gerilim patlamasının yaşandığı bir oyun.
Hele Alper’in atılmasıyla 10 kişi kalan Fenerbahçe’de Soldado’nun ardından eleştirilerin en katmerlisini hak eden Şener’in takımını ateşleyip, yıldızlaşması kişisel gelişim adına takdirlikti. Bravo, doğrusu.
O nefes nefese geçen derbide taktik aramak manasız, çünkü taktikten çok, psikolojik mücadeleye dönüştü maç. Siniri sağlam olan ayakta kalacaktı.
Pazar günü Aykut Kocaman’a etkili hamle ve teknik adamlık dersi veren
Şenol Güneş, bu defa “Her maçın stratejisi de, kadrosu da farklı olur”, düşüncesinden hareketle sürpriz yaptı. Güneş’in 3-1’lik maçın yıldızını kulübede oturtup, Lens’i tercih etmesinin amacı, olsa olsa Quaresma’yı dinlendirmek olur diye düşünmüştüm ki... O da ne? Quaresma oyuna girdi, çıldırdı. Heyhat!
Fırat Aydınus haklı olarak oyundan attı.
Kırmızıyı görenler bilmez mi, “Keskin sirke küpüne zarar” sözünü.
Negredo ve Talisca’nın eşitlediği maç şimdiden merakları artırdı.
Eminim bütün Türkiye rövanşta futbol resitali ne şahitlik edecek.
MAÇIN ADAMI: Şener Özbayraklı