Görmek istemiyorlar!.. Kriz ortamındaki arayışlarıyla Zico'nun, Sakaryaspor karşısına sürdüğü F.Bahçe on birinin ürettiği kendine has güzellikleri görmek istemiyorlar!.. O yüzden, UEFA Kupası'nda Az Alkmaar ile Perşembe günü oynanacak olan rövanş maçına destan yazmak yerine nasıl ağıt yakacaklarını plânlıyorlar. Oysa, F.Bahçe'nin kendine özgü güzellikleri ortada... Büyük usta Tümer'in ön liberodaki harika oyunu ve can kurtaran gibi ortaya çıkışı, Önder ve Lugano'nun katılımı ile F.Bahçe'nin savunmada güçlenişi, rakibe pozisyon vermesine rağmen gol yemeyen takım güvenini yeniden kazanışı takdire şayan gelişmeler!.. Ancak görmek istemiyorlar. Kusur mu, var elbette... Alex eski gücünden uzak. Tuncay, bölüm bölüm oynuyor. O yüzden orta saha direnci zayıf... Semih ya da Deivid, hangisi oynarsa oynasın tek kişilik forvet, F.Bahçe'nin gol özlemi için çare üretmiyor. Zico'nun bu noktada yeni bir çözüm düşünmesi gerekiyor. Kezman'nın yanında Semih ya da daha öne çıkacak Tuncay ile hücum plânına zenginlik getirmeli ki, Sakaryaspor maçının o ilk yarım saatlik bölümünde yakalanan fırsatlar kaçmasın, goller gelsin ve tur geçilsin. Özetle, eksiklere rağmen F.Bahçe kendine özgü güzellikler sergiliyor. Fakat görmüyorlar, görmek istemiyorlar. Çünkü, saplantı içindeler!.. Bu takım ağzıyla kuş tutsa, hatta UEFA Kupası'nı bu ülkeye getirse bile maalesef, büyük çoğunluk, F.Bahçe'nin hocasına ve yönetimine güven duymuyor, destek olmak istemiyorlar. Yazık! Oysa, bu noktada fanatikliğe yer yok. Kim hangi takımı tutarsa tutsun, bilmeli ki F.Bahçe'nin Avrupa'da alacağı her başarı, aslında Türk futbolunun kazancı olacaktır. O halde, Az Alkmaar karşısında F.Bahçe'nin tur geçmesi için temennide bulunmanın kime ne zararı olabilir? --------- Futbol erkek oyunudur Kayseri derbisi, "temiz futbol" adına tarihe geçecek tatlı bir rekabete sahne oldu. Recep Mamur, Kayserispor'un başkanı... Oğlu Mustafa Mamur ise Kayseri Erciyes'in yöneticisi... Ancak baba ile oğlun arasında en ufak bir iltimas yok. "Futbol erkek oyunudur!.. Erkekçe oynansın, kim hak ediyorsa o kazansın!" Sonuç, malum baba Mamur sevindi, oğul Mamur üzüldü. Ama, "futbol erkek oyunudur. Bu oyunda şike ve şaibeye yer yoktur" tezi kazandığı için ikisi de mutlu oldu. Helal olsun iki takımın yöneticilerine, hocalarına ve oyuncularına... Helal olsun, maçtan sonra kazananı da kaybedeni de alkışlayan iki takımın taraftarlarına. İşte temiz futbol bu! Ne mutlu bu güzelliği sergileyenlere. --------- >>> Büyük haksızlık Maalesef!.. Eto'o'ya hayat hakkı tanımayan kafalar Emre Belözoğlu'nu bitirebilmek için organize şekilde çalışıyorlar! Komik iddiaların arkası kesilir diye bekleyenler ise yeni bir iddia ile sûkutu hayale uğradılar. "Emre'yi yok etme!" yöntemini yalan, dolan ve iftira ile uygulamaya çalışıyorlar! Neymiş, Emre Belözoğlu, "ırkçılık" yapıyormuş! Hadi, oradan utanmazlar! Emre'nin yetiştiği ülke İngiltere değil Türkiye. Bu ülkede ne siyah beyazdan, ne de beyaz siyahtan üstün tutulur. Bu ülkenin köklerinde, çok uluslu insanların barış ve huzur içinde birlikte asırlarca yaşadığı imparatorluk kültürü yatar. Bu ülke Anayasasının 66. maddesi, rengi, dili, dini ne olursa olsun, herkesi yasalar karşısında eşit sayar. Yüzde 99 müslüman olan bu ülkenin inanç sistemi de, insanın rengi, dili, dini ne olursa olsun, "kalp kırmamayı" emreder. Batı'daki Lordlar Kamerası gibi imtiyazlı sınıflara yüz vermez. O yüzden, bu trajikomik "ırkçılık" suçlaması Emre ve aynı kültürü paylaşan bu ülke insanlarına yapılabilecek en ağır itham ve en büyük haksızlıktır. Ay-yıldızlı formayı şerefle taşıyarak 75 milyon ülke insanını mutlu eden Emre'ye karşı savaş açan bir kısım İngiliz medyasına tavsiyem, yargısız infaz yapmadan önce mahkeme kararını beklemeleri ve insanlara karşı daha saygılı olmalarıdır.