İlerlemiş yaşı, güçlü atletik yapısı ve görkemli duruşuna rağmen hüzünlüydü Paşa. Dertli dertli konuşmaya başladı: "Kahroldum!.. Şu AZ Alkmaar'ı iki maçta da gördükten sonra UEFA Kupası'ndan elenişimizi içime hiç mi hiç sindiremedim!.." "F.Bahçe" adını işitir işitmez müthiş bir duygu yoğunluğuna bürünen eski asbaşkan Atilla Kıyat daldı, uzaklara gitti. "Benim" dedi "Yüreğimden F.Bahçe sevgisini söküp alamazlar!.. O sonsuza kadar benimle yaşayacak! Ancak..." Belli ki, dolmuştu Atilla Paşa... "Canım kadar çok sevdiğim F.Bahçe'nin maçlarına gitmiyorum. Neden biliyor musunuz?" Yönetimden ayrıldığı için olsa gerek diye düşünmüştük, sanki aklımızdan geçeni okurcasına "Hayır" dedi Paşa, "Yönetimler gelip geçicidir!.. Başkanlar da... Ancak, bu gök kubbenin altında yaşatılması gereken şey dostluklardır!.. Maalesef Aziz Bey F.Bahçe'de bunu başaramadı, insanları çok kırdı. Beni ve birçok arkadaşımı üzdüler. Üzmekle de bırakmadılar, işi kulüpten ihraca kadar götürdüler. Mesela Sadettin Saran'ın başına gelenler kabul edilebilir mi? İnanıyorum ki, o yanlış karar mahkemeden dönecektir. Ayrıldığım günden beri, F.Bahçe Stadı'na gidip de maç izlemek gelmiyor içimden... Ama her bir müsabakasını ya evimde ya da iş yerimde heyecanla takip ediyorum." F.Bahçe'deki asbaşkanlık günleri ve yönetim anlayışıyla ilgili olarak, "Biz böyle mi hayal etmiştik?" diyen Kıyat Paşa, sanki üzerinde koca bir dağın ağırlığını taşımış da yorgun düşmüş gibi titrek bir sesle sürdürdü konuşmasını: "İçim kan ağlıyor... Sen, '100. yılımda Capelloları, Gomesleri, Roberto Carlosları, Campbellleri getireceğim', diyerek, taraftarına Avrupa'da şampiyonluk vaad edip umutlandıracak ve localar, kombineler, formalar satacaksın. Sonra verdiğin sözü unutup, koca F.Bahçe'yi Zico gibi tecrübesiz bir teknik adama teslim edeceksin, 'Yıldız' diye de Anelka'yı Nobre'yi gönderip, Edu, Lugano, Kezman ve Deivid'i ateş pahasına getireceksin. Bu kafa, hayal kırıklığından başka ne verir insana? Ben bu kafaya inanmadığım için kombine almadım. Eğer alsaydım, bugün beni Avrupa'da hedefsiz bırakan, umutsuz bırakan, bu yönetimi mahkemeye verir, kazanacağım tazminatı da F.Bahçe'nin alt yapısına bağışlardım!" Atilla Paşa'yı dinledikten sonra F.Bahçe Stadı, F.Bahçe Televizyonu, F.Bahçe Dergisi ve Samandıra Tesisleri'ni hatırlatıp, "Aziz Başkanın hiç mi sizi mutlu eden hizmetleri yok?" diye sorduk. "Elbette var" dedi Atilla Paşa, "F.Bahçe Stadı hepimizin gururu... Ama benim eleştirim F.Bahçe'nin büyüklüğüne yaraşır başarılar için!.. Daha anlamlı güzelliklerin yaşaması için... Nerede vaad edilen şampiyonluklar? Nerede Capello nerede dünya yıldızları?" diye sordu. ------------- Ne hükmen ne de tekrar Aman ki, aman! Aziz Yıldırım'a "Tek adamlık yapıyor" diye öfkelenenler artık elini vicdanına koysun! Hele hele... Sivasspor maçından sonra Maraton programında Murat Özaydınlı'yı ve Kadıköy'de sözüm ona futbol hukukçusu sevgili Şekip Mosturoğlu'nu dinledikten sonra Başkana hiç haksızlık etmesin. Bakın, Aziz Başkan yönetimdekilere söz hakkı verdiğinde neler oluyor. Sevgili Mosturoğlu ekrana çıkıyor: "Oyun başlamadan oyuncu değişikliği olmayacağını bilmesine rağmen" ve "Oyun başlayana kadar futbolcu oyuna girmiş sayılmayacağını bilmesine rağmen" o malum "esame listesi"ni kaynak göstererek, diyor ki, "Bu bir kural hatasıdır! Bu maçı hükmen kazanmamız gerekir!" Yapma Şekip Bey!.. Hiç değilse sen yapma!.. Futbol Federasyonu'nda asbaşkanlık yapmış biri olarak yapma!.. Federasyon Hukuk Kurulu'nda çalışmış, UEFA ile içli dışlı olmuş biri olarak yapma!.. Allah aşkına heyecanına gem vur... Oyun kurallarına daha dikkatli bak... Talimat ve yönetmeliklerde iddianı ispatlayacak maddeleri bulsan da konuşma, bekle!.. Avrupa ve dünyadaki uygulamalara bak... Mesela UEFA Kupası, Şampiyonlar Ligi ve milli maçlarda benzer uygulamalara rastlanmış mı, rastlanmamış mı, araştır. En sonunda "bir kural hatası" olduğuna kanaat getirirsen öyle bir konuş ki, "F.Bahçe yöneticisi diyorsa işin doğrusu budur" diye herkes sana hak versin. Eğer bunu yapamıyorsan, koca F.Bahçe takımının sahada yenemediği Sivasspor'u masa başında yenmek için yönteme başvurduğun düşüncesini insanların kafasında canlandırıyorsan, bil ki, sözlerin rüzgârda savrulan küllerden farksızdır sevgili Şekip!. Sen sen ol, F.Bahçe'nin ağırlığını ve saygınlığını gölgeleyecek hiçbir söz ve davranış içine girme, dostum! Çünkü, F.Bahçe - Sivasspor maçında iddia ettiğin "esame" hadisesinin birçok örnekleri yaşanmıştır ama kimse bu durumu ne bir hükmen mağlubiyet ne de bir maçın tekrar gerekçesi olarak kabul etmiştir. Lütfen bu gerçeği de böyle bil. ------------- Sihri kendinde İlk yarı bilançosu; 17 maç, 11 puan Atılan gol : 15 Yenilen gol: 38 Sıralama: Lig sonuncusu. ... İkinci yarı bilançosu : 6 maç, 11 puan Atılan gol : 4 Yenilen gol: 2 Lig sıralaması : Bir basamak yükseliş. Sonuç; Kayseri zekâsının kaos ortamında ürettiği müthiş çözüm ve henüz 40 yaşından gün almamış gencecik yeni yönetimle; Başkan Ziya Eren, ekibinin Lorant'a "güle güle" demesinden sonra K.Erciyes'in teknik direktörlüğüne Bülent Korkmaz'ı getirerek, hızlı bir yükselişe geçerek, "Bu takım bu ligde kalacak!" düşüncesini taraflı tarafsız herkesin yüreğinde canlandırmış olmaları. Bu işin sihri ise tamamen inanan insanların kendinde saklı. --------------- Mıhlama Söz gümüş ise sükut altındır. HASANS boşluk yorumunu yaz Turkcell, Telsim, Avea 2866'ya gönder