Teknik direktörlük müessesi; maça damgasını vurdu, dün Kadıköy'de. Yazıya bir soruyla başlayalım; "F.Bahçe'de sarı-lacivertli formayı giyen her futbolcu aynı değerde midir?" Sakın bu soru da nereden çıktı, demeyin. Beni tanıyanlar bilir, ne "Öküz altında buzağı arayanlardanım" ne de halüsinasyon üstüne komplo teorileri üretenlerden. Diyeceğim şu; F.Bahçe Teknik Direktörü Aykut Kocaman'ın Samsunspor ve Antalyaspor takımlarının geleceğini etkileyecek nitelikteki sezonun en kritik maçına seçtiği on bir, böylesine travmatik soruşturmalara hedef olan bir lig için insanı derin düşüncelere iten bir tercihti. Düşünün, ideal on birden Sow, Alex, ve Emre yok. İnsanların ilk tepkisi ''Aaa... Bu nasıl kadro?''ydu. Antalyaspor'a kıyak mı, asla! F.Bahçe'yi yakından takip edenler çok iyi biliyordu ki; geçen haftaki Trabzonspor maçında sakatlanan kaptan Alex bu maçta riske edilmemişti. Bu doğru bire tercih olabilirdi ama Emre ve Sow'suz başlamak neyin nesiydi, anlamak güçtü. Koca devrede tek bir pozisyon üretemedi F.Bahçe. Antalyaspor ise kendi yarı alanında kalıp, en uç adamları; Zitouni, Mehmet Yılmaz ve Tita da dahil bütün hatlarıyla etten duvar örerek kendilerini ligde tutacak tek puanı alabilmek adına çok akılcı mücadele sergiledi. Bu kurguyu F.Bahçe adına bozacak tek kişi Emre'yle Sow'du, Aykut Hoca yanlışını ikinci yarıda fark etti de bu iki oyuncuyu alarak doğruyu gördü. O andan sonra F.Bahçe canlandı, oyuna bir tempo geldi ve F.Bahçe golleri bulup, play-off'a artı 1.5 ile girdi. ALO SAMSUN! Kulakları Samsunspor-Sivasspor mücadelesinde olan Antalyaspor' a kümede kalmak için yıla bedel karşılaşmada en azından beraberlik lazımdı. Zira evinde 38 maçtır kaybetmeyen F.Bahçe'ye karşı galip gelmesi zordu. Mehmet Özdilek ve ekibi maceraya girmedi, kapandı, direndi, baktı olmuyor, Samsun'a kulak kabarttı...