Kocaman'ın zaferi

Goller!.. Muhteşem goller! "Nasıl geçer?" denilen Beşiktaş derbisi, Fener'in Sow gecesine döndü. Sadece skor değil söz konusu olan; futbol, yönetim, teknik kadro, cıvıl cıvıl tribünler ile tüm olumsuzlukları iki maçta pozitife dönüştürdü ve büyük moral buldu... Artık ışıl ışıl parlıyor Fener! Doğrusu, ne sorun kaldı ne de Alex krizi... Maskeler, yerlerde... Alex'siz "kazanan" F.Bahçe ise gökte bulutların üstünde... Ne demişler, "Kim ki ne eder, kendine eder!" Kadıköy'de şimdi, mutluluk zamanı... 3 Temmuz mu? Sormayın artık onu çoktan unuttuk. "Her disiplinli çabanın farkı ürünleri olur" sözündeki gibi "tek adam" devrini kapatıp, "takım olarak" futbola döndü Fener; kendini ve havasını buldu Fener. Kocaman tebrikler! Artık kim durdurur bu takımı? Sakın ha, Beşiktaş'ın Fernandes odaklı "yıldız"sız kadrosuna bakıp da "Kime karşı kazandı?" diye hafife almayın, bu galibiyeti? Pençeleri döküldü diye Kartal, olacak değil ya serçe. Nihayetinde derbi bu, gücü tarihin sinesinden geliyor, Kartal'ın. Nitekim Sow'un golünden sonra üç kez de pozisyona girdiler. Lakin nerede onları değere dönüştürecek golcü, Beşiktaş'ta? Geçelim... Gökhan Gönül'e ne muhteşem oynadı dün gece; adeta yıldızlaştı, hem savunmada hem de hücumda bitirdi fiilen, Uğur'u. Sol kanadı düştü, teslim oldu Beşiktaş. Hem ilk golün planlayıcısı oldu Gökhan, hem de ikinci ve üçüncü gollerin yapımcısı... Caner'in ve Kuyt'un ekstra katkılarını yabana atmayalım... Mehmet Topal'ın dayanıklılığını artırdığı orta saha Cristian ve Meireles ile daha bir canlandı, F.Bahçe'nin orta sahası... ...Ve, o dinamizm, o tempo ve o arzu ile şahlandı, F.Bahçe... Aykut Kocaman'ı F.Bahçe'yi takım olarak öne çıkardığı için bir kere daha kutlayalım. Fakat sarı-lacivertlilere şunu da hatırlatalım... Taşı delen suyun gücü değil, sürekliliğidir.