Kapıları kapattılar; iletişim koptu sandılar. Kulüplerde ne olup bitiyor, kamuoyu bihaber... Gerçeğin yerini sanal aldı. Gerçek medyayı uzaklaştırdılar... Kendilerini medya yerine koydular. Sonuç mu? Maalesef, babanın oğluna söyleyemediğini, oğlu babasına söyler oldu: KRAL ÇIPLAK! İşte "İSTENMEYEN MEDYA"nın önemi! MIHLAMA Yoruma ne hacet!... Su akıyor, göz bakıyor!.. Futbol > Futbol; güzel bir oyundur, asla oyun içinde oyun değil. > Futbol; ruh ve beden eğitimidir, asla şike-teşvik ve şiddet çirkinlikleri değil. > Futbol; gücünü FAİR-PLAY'den alır, asla kin ve nefretten değil. > Futbol; sevgi-saygıdır, asla hakaret değil. > Futbol; büyük bir endüstridir ama asla kapalı ekonomi değil. > Futbol; temizdir. Kirletilebilir ama asla kirli kalmaz, mutlak kendi kendini arındırır! Hukukun üstünlüğü! Türkiye, öyle bir ülke ki; Cumhurbaşkanını yargılamış, Başbakanını ipe göndermiş, genarellerini sorgulamış, bir Genel Kurmay Başkanını hapiste kaybetmiş. Yani; bu ülkede her şey mümkün olacak da futbol dünyası mı, sorgulanamayacak? O da sorgulanıp, yargılanıyor. Bunda şaşacak bir şey yok. Fakaat?.. İtiraf edeyim... Yaşanan şu süreçte; inanın midem bulanıyor! Çünkü, gerçekle yalan birbirine karışmış; "kim ak?", "kim kara?" seçmek mümkün değil. Haberler, öyle karışık ki; "Türk futbolunun geleceği ne olacak?" sorusunun cevabını verebilecek birini bulabilmek şu an kolay değil. Maalesef!.. Sistem çökmüş. Yetkililer traşlanmış... Dedikodular ayyuka çıkmış. Şok dalgalar üst üste geliyor... "Deve dişi" gibi adamlara "Değer mi?" türünden isnat edilen suçlar; yenilir yutulur cinsten değil. Hazmı güç!.. Katlanması zor... İnanması imkansız... Kabul edelim ki; şartlar ağır ama ne kadar ağır olursa olsun; şu dönemde "sağduyulu" olmak şart. Zan altındakilerin "masumiyet"lerini taçlandırmak adına; emniyet ve adeletin objektifliğine kayıtsız, şartsız inanmak şart! İleri futbol adına... Sağlıklı yarınlar için yürütülen şorusturma sürecindeki gelişmelerde; "Hukukun üstünlüğü"nden zerre ayrılınmayacağına kayıtsız şartsız inanmak şart! TFF'ye düşen! Şu dönemde; Mehmet Ali Aydınlar'ın yerinde olmayı kim ister? Biliyorum, hiç kimse! Fakat "şanssızlık" denilen şey aslında tarihi bir şans olabilir. Diyeceksiniz ki, bunun neresi şans? Her sorunun bir çözümü olduğu için... Her karanlık geçişin bir aydınlık çıkışı olduğu için. Fakat, hayır! TFF toplandı, önce Kulüpler Birliği üyeleri ile... Tam 2 saat. Ardından iki saat de kendi aralarında. Sonuç mu; S.O.S. Zaten daha başka da bir sonuç beklemiyorum, şu an. Çünkü, henüz soruşturma süreci tamamlanmış ve konu olgunlaşmış değil. Ama taşlar yerine oturunca; uygulama basit.... Kaldır başını, dünyaya bak; İtalya, Çin, Polonya, Belçika ne yapmış? Yetmedi mi, eğ başını maziye bak; merhum Turgut Özal Başbakan iken çiçeği burnundaki TFF Başkanı Şenes Erzik ve yönetimi, Malatyaspor örneğinde ne yapmış? Yetmedi mi; Profesyonel Disiplin Talimatı'na bak. Netice olarak; işin özeti Einstein'ın dediği gibi "Yanlış yapmayan yoktur. İnsanlık yanlışını kabul ve düzeltmekle ölçülür".