Ne güzel bir gece olacaktı, eğer şu protokol kavgası olmasaydı... Ne yazık ki; o gereksiz kavga yüzünden Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilk 45 dakikalık futbol galası gölgede kaldı. Kavga da kavga olsa ya!.. Koca koca adamlar; "Protokol" tribünü için "senin - benim" kavgası yapıyorlar. Tıpkı ilkokul çocukları gibi. Ayıp beyler, ayıp. Doğrusu sıkıldık, utandık, yerin dibine geçtik. Ele güne karşı... Milli Takımımız lider olsa da, bu kafayla, bu anlayışla Dünya Kupası'na yaya gideriz. Lütfen büyüyün beyler, büyüyün. Başka türlü liderliğin mana ve önemini kavrayamazsınız. Kavrasanız da "Altın çocuk" Emre'ye "Neden pırlanta olamıyorsun? Böyle ucuz sarı kart görülür mü? Inter'e sakın bu hırçınlıkla gitme" diye ne sitem edebilirsiniz, ne de soru sorabilirsiniz. Sorsanız da hiç tesiri olmaz. Koca koca adamları "ayıplarıyla" başbaşa bırakalım ve maça geçelim. Tek cümleyle, dört dörtlüktü maç. Tekniği, taktiği, oyuncu seçimi ve oyun kalitesiyle... Bunda rakip Azerbaycan'ın zayıf kalışının tesiri olsa da, koca bir bravo Şenol Güneş'e. Çünkü o, bu takımda iki önemli değişiklik yaptı Mustafa Denili'nin ekibinden bugüne... İkisini de dün Azerbaycan karşısında gururla izledik. Bu değişikliklerden ilki savunma anlayışıydı. Bülent ve Alpay'ı tandem oynatan Şenol hoca, sağ ve sol kanattaki Ümit Davala ile Abdullah'ı birer şaryo gibi iki kulvarda kullanarak kağıt üstünde 4 - 4 -2 olan oyun düzenini uygulamada 2-6-2 şekline çevirerek Milli Takım'a muazzam bir tempo ve hareketlilik kazandırdı. İkinci önemli değişiklik ise forvetteki çift santrfor ve arkasına takılan üçüncü golcüydü. Bu da başarıyla uygulandı. Hakan - Oktay ikilisi, Oktay sakatlanıncaya kadar kusursuzdu. Belki Arif'in iyileşmesiyle birlikte Milli Takım'daki çift santrfor uygulaması daha da bir işlerlik kazanır kanaatimce. Diyeceksiniz ki; "Hasan Özer orayı doldurmuyor mu?" Elbette doldurur. Ama tecrübe farkı var ki, o da her uluslararası maçta prim yapar, bizden söylemesi. Tayfun'un füzesi de mükemmeldi. Milli Takım'da bu tür şutların artması lâzım. Sonuç olarak. Milli Takımımız iyi bir yola girmiş. İsveç'in Slovakya galibiyetiyle birlikte yeniden lider de oldu. Ama lider olmak, lider kalmak değildir. Ay-yıldızlı formayı giyenler, dün geceki ciddiyet ve mücadele anlayışlarından hiç birşey kaybetmesinler. İşte o zaman, liderlik prim yapar ve yapacak da...