Bu yazının başlığı F.Bahçe adına "Gel de Alex'i arama" olmalıydı. Fakat, kafes içinde derbiyi seyreden F.Bahçe tribünlerinin görüntüsü başlığı değiştirdi. *** Üç top... Duvardan dönen üç top ve o toplara şık şutlar atan üç futbolcu... Aurelio, Deniz ve Tuncay... Bir de bunlara Semih'in ikinci yarıdaki yüreklerdeki yağı eriten driplingini ekleyerek F.Bahçe'nin derbi çabasını özetleyelim. Çünkü, sahaya Alex gibi maestroyu, Appiah gibi katalizörü, Kezman gibi yıpratıcı oyuncular yerine daha çok kulübede nöbet tutanlardan kurulu bir takım çıkaran Zico'nun plânı belli ki, İnönü'den vaziyeti kurtaracak bir sonuçla çıkabilmekti. Nitekim, Brezilyalı teknik adam bunu başarmak üzereydi ki, yurttaşı Bobo'nun itirazı yükseldi. "Beyaz Pele dur İnönü'den benim iznim olmadan geçilmez!" *** Aslında siyah - beyazlılar havasını çoktan bulmuştu... Sahadaki futbol ise Bobo'nun o şık golüne kadar, eveleme - gevelemeden ibaretti... Tempo yoktu, mücadele yoktu, kalite yoktu... Olay dan - dun bir futboldan ibaretti. Oysa İnönü'deki atmosfer müthişti... Sanırsınız ki, Fortis Türkiye Kupası'ndaki erken finalde Beşiktaş, F.Bahçe ile Süper Lig'in şampiyonluk provasını yapıyordu... En azından iki takımın da taraftarı böyle coşkulu hazırlanmıştı derbiye... Beşiktaşlılar işe, F.Bahçe seyircisini kafese koymak gibi bir de komedi katmışlardı... F.Bahçe taraftarının bulunduğu tribünleri görünce tepkim şu oldu, "Ah medeniyet neredesin?" *** Beşiktaş adına ortada bir tuhaflık vardı. Sahaya çıkan on birde geçen haftanın süpermeni Bobo yoktu. Fransız teknik adam Tigana'nın Beşiktaş'a kazandırmak için can attığı Burak ise sahada geziniyordu. Beşiktaşlılar, "Burak oynuyor" diye sevinsinler miydi, yoksa üzülsünler mi? Sizi bilmem ama benim kanaatim şuydu, sevgili Burak, Beşiktaş'ın el freni gibiydi... Ona atılan her top buharlaştı. Girdiği her ikili mücadelede kendini yerde bulan Burak'ın Beşiktaş'ın oyununa katkısı sıfırdı ama oyun düzenine etkisi oldukça fazlaydı... Tigana, sırf Burak'ı oynatmak adına Beşiktaş'ın klasik düzenini bozmuş, siyah - beyazlı takımı 4-4-2'den 4 - 5 -1'e döndürmekle büyük hata yapmıştı. Belki bu tercihte biraz da Baki Mercimek'in solda oynuyor olmasının etkisi olabilirdi. Bana göre Burak tercihi yanlıştı ve Tigana bu yanlıştan ancak 1 saat sonra vazgeçebildi de Beşiktaş'ı kurtardı. Bobo oyuna girdikten sonra Beşiktaş canlandı, etkili olmaya başladı ve golü de buldu. Ancak, bu futbolla siyah - beyazlıların Kadıköy'de işinin oldukça zor olduğunu şimdiden söyleyelim. Sonuçta Tigana 1-0'ın morali ile Beşiktaş'ta Kleberson'un varlığını da hatırladı. Belki Beşiktaş adına önemli bir kazanım da buydu.