İki hafta önce "F.Bahçe için lig şimdi başlıyor" demiştik. F.Bahçe o iki haftayı paldır küldür ama kazasız kapatmayı bilmişti. Fakat Fener'in Denizli'deki akıbeti "Çekirge bir zıplar, iki zıplar üçüncüye zor zıplar" tekerlemesine benzedi. Biri havadan, diğeri yerden hazırlanışı ve yapılışıyla birbirinin kopyası iki pozisyon F.Bahçe'yi tuzla buz etti. Hem de bu sezon ligdeki ilk golünü F.Bahçe'ye atan Mikka ile. Büyük maçlar taktik istemez... "Çık oyna!" dersiniz zaten oynamaya hazır olan futbolcular size final havasında maç çıkarırlar. Nitekim, Denizlispor için de F.Bahçe maçı böyle başladı. Son haftalarda maç kazanamayan o Denizlispor gitmiş yerine gerçek yarış horozu gibi sert, fıısatçı ve inatçı bir takım gelmişti. Giray Bulak yönetimindeki Denizlispor'un sahaya kazanmak için çıktığı her hallerinden belliydi... Takım bütünlüğü, markaj anlayışı, yardımlaşma ve oyun disiplini üst düzeydeydi. Yeşil - siyahlı ekip sahanın tümünü kullanmak yerine, oyunu kendi yarı alanında kabul ediyor, böylelikle çok adamla savunmada kalarak, oyun gücünü topu kazandığı anda ileriye açılan her topta kulllanıyor ve Timuçin, Ömer Rıza, Ersen Martin ile arkaya sarkan Mikka'nın girdiği pozisyonlarda gol hedefliyordu. Açıkçası Fener için tehlike göstere göstere geliyordu. Fakat bunu ne Daum görebildi ne de oyuncuları. Mesela, özellikle; Tomas ve Mustafa, F.Bahçe'nin oyun düzenini allak bullak edecek yolu bulan isimlerdi. F.Bahçe'nin santral oyuncusu Aurelio'nun üstüne Mustafa'yı adam adama markajla görevlendiren Giray hoca, neredeyse Anelka - Nobre ikilisine hemen gerilerinde yapışık oynayan Alex'i de Tomas'la kontrol ederek sarı-lacivertli takımın orta sahasını tümüyle çökertti. Sonrasında kazanılan ters topların her biri F.Bahçe kalesi için gerçek bir tehlike olmaya başladı. Nitekim Denizlispor iki golü de böyle savunmadan yaptığı hızlılarla gerçekleştirdi. Yazının girişinde de belirttiğimiz gibi iki pozisyon da birbirinin benzeriydi. Ömer Rıza'nın soldan nefis ortasında arkaya sarkan Mikka golleri yazan isimdi. F.Bahçe'nin orta sahası düşmüşü. Ne arkadaki Aurelio ne Alex ne de sağdaki M.Yozgatlı ile soldaki Kemal F.Bahçe'ye maç kazandıracak oyun kurgusunu kurabildi. Maçta çok çalışan Anelka'nın geriye dönerek oynaması ise sadece maçta 5 dakikalık bir tempo artmasına neden oldu. O sıradaki geriden bindirme yapan Luciano'nun şutu da kaleci Soulaymanou'da kalınca Fener'in umutları suya düştü. *** Ligde son 8 maçını kazanan F.Bahçe düşmüş, Daum'un silahları, Bulak'ın zekası karşısında tutukluk yapmıştı... Kulübede oturan Van Hooijdonk ve Serhat'ın oyuna girmeleri maça biraz heyecan katsa da Daum'u ve F.Bahçe'yi rahatlatmaya yetmedi. F.Bahçe için asıl zorluk ise bundan sonra başlıyor. Bundan sonrasi için F.Bahçeliler'e tavsiyem suçlu aramak yerine yara sarmayı düşünmeleri.