Güler misin, ağlar mısın? Sen, dünya kadar para öde, git, "forvet" diye Miller'ı al, İskoçya'dan getir, helikopterle Bursa'ya indir, adamın hayatında görmediği abartı içinde anlı-şanlı tören yap, imza attır, sonra yedek oturt? Bunun bir mantığı var mı? Aslında, "Büyük heyecanlara gebe" diye düşündüğüm Konyaspor-Bursaspor mücadelesi sonuç olarak istatistiklere takıldı, ama oyun olarak ne sıkıcı bir maçtı öyle? Ruhum sıkıldı, uygum geldi, hafakanlar bastı. İki takımda grogi olmuş da zorla ayakta durmaya çalışan iki boksör gibiydi. Şaşırdım!.. Bir mana veremedim, bu duruma? İnanın abartmıyorum, ampute takımı bunlardan daha çok heyecan verirdi, seyredenlere. Bunlarda o da yoktu. Oysa lider Trabzonspor'un evinde puan kaybetmiş olması, bu maça daha bir hava katar, beklentisi içindeydi, herkes. Toptan yanıldık! Ne bir pozisyon ne gol ne de heyecan duyulan bir hareketlilik gösterebildi, son şampiyon Bursaspor ve ona ligdeki belalısı Konyaspor. Diyeceksiniz ki, Bursaspor adına kayda değer hiç mi bir şey yoktu, sadece Batalla, Ozan ve Ömer'in sonuç getirmeyen üç kafa vuruşu. Maç bittiğinde kendi kendime sordum, devre arası hazırlıkları böyle bir oyun için mi yapıldı? Öyleyse, yazık! Sonuç olarak söyleyeceğim şu, şampiyon Bursaspor büyük bir düşüş içinde, Şampiyonlar Ligi gitti, Ziraat Türkiye Kupası gitti, böyle giderse lig de gidecek. Ertuğrul Hoca bu gidişi nasıl durdurur bilmem.