Bir maç düşünün iki kişi arasında geçsin... Bir maç düşünün bir pozisyonla özetlensin. Bir Ümit Karan düşünün G.Saray'ı kurtarsın! Evet, Kayseri Erciyes - G.Saray maçı böyle bir mücadeleydi. 90 dakika Lazarov ile Mondragon arasında geçti. Mondragon 5 net pozisyonu kurtardı, bir penaltı yaptırdı ve Lazarov'a sonunda teslim oldu. Futbolun adaleti yok diyenlere ithaf olunur! Mondragon'un Lazarov'la olan mücadelesi penaltı mı, değil mi? Orasını hakemin inisiyatifine bırakıyorum. Ama vicdanım, karardan sonra çırpınan Mondragon'u "haklısın galiba" diye teselli ediyor. *** Lorant'ın gelişiyle birlikte K.Erciyes'de forma bulan Lazarov adeta yıldızlaştı, inanılmaz ortalar, şutlar ve serbest atışlar kullandı. Orhan Ak'ın atılarak, G.Saray'ın 45. dakikada 10 kişi kalmasında baş rolü oynadı. Attığı harika penaltı golüyle de haftanın futbolcusu olmayı hak etti. Ancak, G.Saray yorgun... Mecalsiz... Moralsiz... Ama Arda gibi pasörü ve Ümit Karan gibi bir golcüsü var. *** Yalnız hemen belirtelim... Gerets ise PSV karşısında kaybeden takımı yeniden sahaya sürecek kadar inatçı... Peki, bu inatçılık G.Saray'a ne kazandırıyor, koca bir hiç!.. Taa ki, Ümit Karan'ın harika kafasıyla golü bulmasına kadar. O dakika Gerets'in inadı, Aydın'ı çıkarıp, Necati'yi oyuna alıyor. O an G.Saray çift ön liberodan teke dönüyor. Sistem de oyuncuların görevleri de değişiyor. Ümit'e o harika gol ortasını yapan Arda sağa, Ayhan sola çekiliyor. Ama G.Saray kanatlardan hareketleneceğine Erciyes coşuyor. Fakat, Hakem Çetin Sarıgül, G.Saray'ın yapamadığını yapıyor. İki tartışmalı penaltı ile maçın önüne geçiyor. Tabii, Ümit Karan da G.Saray'ı kurtarıyor. Fakat, Erciyes gibi takımlara bu ligde yazık oluyor.