samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Mükemmellik ödülü!

A -
A +

Uluslararası Olimpiyat Komitesi, "Sporda Mükemmellik Ödülü"nü, Türkiye Futbol Federasyonu'na verdi? Hiç, "Türkiye, bu ödülü hak edecek ne yaptı?" diye sordunuz mu?  Başkan Haluk Ulusoy ya da Şenol Güneş, Hakan Şükür ve İlhan Mansız gibi yıldızların kara kaşı, kara gözü için mi verildi bu ödül? Ya da?... Kırkdokuz yıl sonra katılınılan ilk Dünya Kupası'nda üçüncü olduğumuz için mi? Ne bileyim, G.Saray'ın artık unutulmaya yüz tutmuş, UEFA ve Süper Kupa şampiyonlukları için mi? Asla tek başına ne o, ne de öbürü!.. O halde, durup dururken niye verildi bu ödül?  Tam yarım asır!.. Kulağının üstüne yatan bir ülke... Sonunda uyanıyor... Futbol gerçeğini kavrayıp, oyunu kuralına göre oynamaya başlıyor... Kompleks ve peşin hükümlerden arınıp, kazanacak sistemi uygulamaya koyuyor... Kendi yıldızlarını üretip, dünyaya pazarlıyor! Bu görünen kısım. Bir de pek bilinmeyen bir taraf var ki, onu da Türk medyasında ilk bu satırların yazarı gündeme getirdi... Bugün adına, "UEFA Kriterleri" denilen projeyi, ilk düşünüp, ilk uygulamaya başlayan ülkedir Türkiye! Özerk yapıyla kazandığı hareket serbestliği sayesinde doğru organizasyon şemasını kurup, doğru kulüp ve idari yapılanma için ilk adımı atan ülkedir Türkiye... Bitmedi... Futbola; Şenes Erzik, Levent Bıçakcı gibi karizmatik yönetici ve Nihat, Tugay, Emre Belözoğlu, Hakan Şükür gibi yıldızları üretip, uluslararası platforma sürüp, sonuç alan ülkedir Türkiye... Daha da önemlisi... Dünya, futbolun holiganizm ve fanatizm dehşetiyle boğuşurken... Türkiye, insanının üstün ahlâk ve karakteri sayesinde bu belaya hiç bulaşmadığı gibi eğitim ve tedbiri elden bırakmayan ülkedir. Buraya bir küçük not daha ekleyelim... Dikkat edin... Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin futboldaki Fair Play Ödülü de bir Türk'e, FIFA İcra Kurulu Üyesi ve UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik'e verildi. Elbette anlamlıdır bu ödüller!.. Ama kendimizi kandırmayalım!... Türk futbolu asla mükemmel değildir. Eksiği dağlar kadar!.. Hele stadlar? Yenilenen F.Bahçe ve İzmir ile İstanbul'daki Olimpiyat Stadları da dahil hiç biri, UEFA normlarına uygun değildir. Bu yüzden, hiçbir Avrupa kupası finali Türkiye'ye verilmemektedir. Hem de bu organizasyonların başında bir Türk olmasına rağmen! O halde bu mükemmellik de neyin nesi?  Bu, bir teşviktir!.. Bu bir heyecana, samimi çabaya tanınan primdir! Bu mesajı doğru algılarsak, ufuktaki Beşiktaş-G.Saray derbisinde, siyah-beyaz ile sarı-kırmızı renkleri bir armoniye, maçı da bir festivale dönüştürürüz! Yakışanı da budur.  Beşiktaş'ı şampiyon ilân edenler var... Oysa, futbolda garanti yok... İnsanları sadece şampiyonluğa şartlandırmak çok yanlış... Matematik olarak bile olsa, G.Saray'ın hâlâ bir ümidi var. O halde, "Henüz lig bitmedi" diyen Beşiktaş Başkanı sayın Serdar Bilgili'nin olgunluğu içinde yaklaşalım meseleye... Yurt içindeki sınırlı rekabete harcayacağımız enerjiyi, yurtdışı için güçbirliğine dönüştürecek başarı için harcayalım... Bu derbiyi, iki büyük kulübümüzün ortak inşa etmek istediği yeni stad projesi için bir milat olarak görelim... Derbiyi kim kazanırsa kazansın, değişmeyecek bir gerçek var... Gelecek sezon bu ülkeyi Şampiyonlar Ligi'nde iki takım temsil edecek. Beşiktaş ve G.Saray... O halde, şimdiden güçbirliği için verin elele!  Bu başarıldığı zaman Türk futbolundaki, "mükemmellik" ödülü gerçek anlamını bulur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.