Yiğidin hakkı yiğide... Beşiktaş dün geceki riskli kadrosuyla maç kazanabildiyse, bunu öncelikle Lucescu ve onun kurduğu sisteme borçlu. Tabii biraz da güzel futbollarıyla geceye renk katan Pancu ve Ronaldo'ya... Zor maçtı... Bir haftada üç maç oyna... Yorgun düş... Kadronda önemli kayıplara uğra... Ve puana aç, hırslı bir Bursaspor önünde galibiyet ara... İşte bu zor, riskli gecede Lucescu, yine herkesi şaşırtan bir 11 çıkardı sahaya... İlhan ve Zago cezalı, Yasin ise sakat. Ama Rumen teknik adam, elde hazır alan Nouma, İbrahim ve Dobrowski gibi Beşiktaş'ın iskeletini oluşturan üç önemli oyuncusunu da kulübede oturtarak maçın ilk yarısını takıma yeni oyuncular katmak adına fiilen riske etti. Bu anlamda Ahmet Dursun, Serdar ve Tamer'e oynama fırsatı verdi. Fakat, bu üç oyuncu da şanslarını kullanamadı. Buna rağmen Beşiktaş, en ufak bir falso vermeden ilk yarıyı kapadı. Zago'nun yerinde oynayan Ahmet Yıldırım, sanki üçlü savunmanın daimi elemanıymış gibi kusursuz bir oyun sergilerken, beraberindeki Ronaldo'nun da zaman zaman da hücuma çıkıp gol atmasına zemin hazırladı. Anlayacağınız Beşiktaş'ta taşlar yerlerine oturmuştu; isimler değil sistem işliyordu... Lucescu, ikinci yarı gerçek Beşiktaş'ı sahaya sürdü. Nouma'yı, İbrahim'i ve Amaral'ı oyuna alarak Beşiktaş'a büyük bir çaba ve hırs kazandırdı. İşte bu değişiklikle birlikte sonuç da kolaylıkla geldi. Sezon başının "acabalarla dolu" Beşiktaş'ı rekordan rekora koşarken, alternatif takımlar zenginliğine ulaştı. Bence Beşiktaş'ın en büyük kazancı bu.
