samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Ofsayta düşmeyelim!

A -
A +

Ofsayta düşmeyelim! Moldova önündeki Türk Millî Takımı'nın kumaşı mükemmel, terzisi harika ama provaları maalesef dikiş tutmuyordu! Özel maçlardaki oyunu keyif vermiyordu. Ay-yıldızlı ekibimiz, dün gece hem bu seyri değiştirmek hem de 2004 Avrupa Şampiyonası'nda kupanın en iddialı ekibi olduğunu göstermek için sahaya çıktı! Ancak?...  Futbol Federasyonu Başkanvekili Ata Aksu diyor ki, "Ama dikkat! 11 Ekim'deki İngiltere maçını kazansak bile tribünde ve maç dışında bir taşkınlık oldu mu, UEFA bizi finallere almayabilir!"  Aksu'nunki boş bir endişe değil... Başkanvekili açıkça ifade edemese de, bir gerçeğe dolaylı olarak dikkat çekiyor. Holiganizmi dünyaya yayan İngilizler, Türkiye'nin futbolundan çekiniyorlar... Bizi, futbolda alt edemeyeceklerini bildikleri için de sürekli Türkiye aleyhine propaganda yaparak, Türk futbolseverleri futbol teröristiymiş gibi gösteriyorlar... UEFA'ya bu yönde sürekli baskı yapıyorlar... Belge olarak da Trabzon-F.Bahçe maçında yaşananlar başta olmak üzere, lig maçlarımızı gösteriyorlar. O zaman, daha dikkatli olalım... İngilizler'e de başkalarına da fırsat vermeyelim! Kazanacağız diye ofsayta düşmeyelim.  Moldova iyi bir takım... Fizik olarak diri ve mücadeleci... Bir o kadar da hızlı ve çabuk... Özetle, 6 Eylül'deki Liechtenstein maçı için iyi bir seçim. Ancak, bu takımı dün gece daha iyi gösteren şey, bizim yıldızların özel maçlardaki kronik yanlışları... Daha az yardımlaşma, daha çok çalım ve takım olgusundan uzaklaşma... Buna rağmen, kazanmayı biliyor olmak da bir zenginlik. Bu zenginliği sağlayanlar ise Nihat, Hasan Şaş, Tugay, Tuncay gibi usta kramponlar ve Okan Yılmaz gibi gol şansı yüksek oyuncular... Kaleci Rüşü, İspanya'ya transferinden sonra ilk kez bir milli maça çıktı... Doğrusu, onu öyle çok özlemişiz ki, bir pozisyonda hatalı çıkışını bile, bunu Rüştü yapıyorsa bir sebebi vardır diye değerlendirdik... Ama, ikinci yarı Rüştü'nün yerine oynayan kaleci Zafer'in mükemmel kurtarışı karşısında daha bir umutlandık. Tıpkı, Okan Yılmaz, Servet, İbrahim Toraman, Ahmet Yıldırım ve Selçuk gibi Zafer de Türk Milli Takımı'nın alternatif zenginlikleri... Bir de Tümer konusu var... Milli Takımlar açıklanırken her basın toplantısında Şenol Güneş'e "Tümer niye yok?" diye sorulurdu. O da, "Zamanı var" cevabını verirdi. Moldova karşısındaki Tümer'i Şenol hoca nasıl buldu bilemeyiz ama, biz pek beğendik... Bir de ilk yaıydaki o vuruşu gol olsaydı, daha iyi olacaktı... Neyse sabırla koruk helva olurmuş, böyle maçlarda Tümer'e daha fazla şans tanınmalı.  Özetle, Bülent gibi olgunları, Nihat gibi yıldızları ve Serkan gibi gençleriyle bir pırlanta olan bu takım özel maç sendromundan da yavaş yavaş kurtuluyor gibi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.