Onur'un gecesi!

Heyecansa heyecan, mücadele ise mücadele, pozisyonsa, pozisyon...Daha ne ister insan, gol mü? İşte orada biraz duralım, zira F.Bahçe ne kadar tempo yükseltirse yükseltsin, ne kadar pozisyon üretirse üretsin, kaleci Onur'u aşmak mümkün değildi, dün gece. Resmen panterleşti, kalesinde.

Bir diğer konu da iki takımın forvetleri de, son vuruşlarda etkisizdiler. Belki de buna sebep, yeterli çabukluğu gösterememeleriydi.

Ama her ne olursa olsun; Kadıköy'deki "derbi" atmosferini çağrıştıran "dev buluşma" kıran kırana bir mücadele oldu, baştan sona.

Helal olsun!

Son haftaların formda iki takımı; F.Bahçe ile Trabzonspor'a yakışan güzellikteydi oyun.

Bir de gol olsaydı, inanın futbolun gereksiz polemik değil, eğlence olduğu gerçeğini zihinlere kazıyacak şekilde, yıllarca konuşulurdu, bu oyun.

Meireles'in yokluğunda Cristian'ın yerine forma bulan Holmen aslında faydalıydı.

Bu futbolcu hem, Mehmet Topal ile birlikte Trabzonspor'un ataklarını orta sahayı geçmeden başarıyla keserek takım savunmasına katkı sağlarken hem de F.Bahçe'nin tempo yükseltip, hızlı hücum şansı yakalamasına imkân tanıdı. Sow, Webo,  Kuyt'a pozisyonlar hazırladı.

Fakat Ersun Hoca'nın "hücum" düşüncesiyle yaptığı Emenike tercihi Holmen'i kenara attı.

Alper'i tanıyamadım dün gece.

Ama Avrupa yorgunu Trabzonspor, Kadıköy'den belki galibiyeti koparamadı ama istediğini aldı.